Künye:
Soydan, T. (2018). Türkiye’de Milli Eğitim
Sisteminde Okul Yöneticisi Görevlendirme: Tereddütler ve Sorunlar, Uluslararası Multidisipliner Çalışmaları Sempozyumu (ISMS), 16-17 Kasım 2018,
Ankara.
Türkiye’de Milli Eğitim Sisteminde Okul
Yöneticisi Görevlendirme: Tereddütler ve Sorunlar
Doç.
Dr. Tarık SOYDAN
Ankara
Üniversitesi
Eğitim
Bilimleri Fakültesi
Giriş
Türkiye’de
eğitim alanında kapsamlı bir yeniden yapılandırma süreci yaşanmakta ve bu
sürecin önemli boyutlarından birini eğitim yöneticisi atama/görevlendirme
sisteminde gerçekleştirilen değişiklikler oluşturmaktadır. En son 23 Ekim 2018
tarihinde açıklanan 2023 Eğitim Vizyonu’nda ve Milli Eğitim Bakanı Ziya
Selçuk’un muhtelif açıklamalarında eğitim yönetiminde liyakatı sağlamayı
hedefleyen adımlar atılacağı belirtilmiştir.
Hali
hazırda geçerli olan okul yöneticisi görevlendirme sistemi, öz olarak, 2011 yılında
çıkarılan 652 Sayılı “Milli Eğitim Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun Hükmünde Kararname” ile oluşturulmaya başlanmıştır. Söz konusu kararname, okul ve kurum müdürlerinin, yazılı ve/veya
sözlü olarak yapılacak sınavlarda başarılı olmaları kaydıyla, hizmet süreleri,
performans ve yeterlikleri dikkate alınarak il milli eğitim müdürünün teklifi
üzerine vali tarafından atanacağı esasını getirmiştir. Bu düzenleme 28 Şubat 2013 tarihli
yönetici atama ve yer değiştirme yönetmeliği ile somutluk kazanmıştır.
Okul
yöneticisi görevlendirme sisteminde atılan ikinci radikal adım 14 Mart 2014
tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Milli Eğitim Temel Kanunu
ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”
olmuştur. Bu kanunun 22. maddesinin 8. fıkrasına göre, okul ve kurum müdürleri,
il milli eğitim müdürünün teklifi üzerine, müdür başyardımcısı ve yardımcıları
ise okul veya kurum müdürünün inhası ve il milli eğitim müdürünün teklifi
üzerine vali tarafından dört yıllığına görevlendirilecektir. Öte yandan, söz
konusu görevlendirmeler özlük hakları, atama ve terfi yönünden kazanılmış hak
doğurmayacaktır. Bu düzenleme de 10 Haziran 2014 tarihli yönetmelikle somut
hale getirilmiş ve okul yöneticisi görevlendirme sistemi köklü bir şekilde
değiştirilmiştir. İlgili yönetmeliğe göre, okul yöneticileri 4 yıllık sürelerle
görevlendirilecek ve gerek yönetici görevlendirmede gerekse 4 yılını tamamlamış
yöneticilerin yeniden görevlendirilmesinde, önceki yönetmelikten farklı olarak,
yazılı ve sözlü sınav yerine yalnızca sözlü sınav ile performans ve durum
değerlendirme formları kullanılacaktır.
Günümüz
Türkiye’sinde Milli Eğitim Sistemi’nde okul yöneticileri 21 Haziran 2018
tarihli ve 30455 sayılı “Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumlarına Yönetici
Görevlendirme Yönetmeliği”ne göre görevlendirilmektedir.
Yönetmeliğe
bakıldığında yönetici adayları, genel olarak, yükseköğretim mezunu olmalı, hali
hazırda Bakanlık kadrolarında görev yapıyor olmalı ve son dört yıl içinde adlî veya idarî soruşturma sonucu
yöneticilik görevi üzerinden alınmamış ve zorunlu çalışma yükümlülüğünü
tamamlamış, erteletmiş ya da bu yükümlülükten muaf tutulmuş olmalıdır
(md.5). Aynı yönetmeliğe göre, özel
koşullar itibariyle, müdür kadrolarında görevlendirilecekler, daha önce müdür olarak görev yapmış olmak,
müdür başyardımcısı olarak en az iki yıl görev yapmış olmak, kurucu müdür,
müdür yardımcısı ve müdür yetkili öğretmen olarak ayrı ayrı veya müdür başyardımcılığı
dâhil toplam en az bir yıl görev yapmış olmak ve Bakanlığın şube müdürü veya
daha üst unvanlı kadrolarında görev yapmış olmak koşullarından en az birine
sahip olmalıdır (md.6). Müdür başyardımcılığı ve müdür yardımcılığı
kadrolarında görevlendirilecekler ise, müdür, kurucu müdür, müdür
başyardımcısı, müdür yardımcısı veya müdür yetkili öğretmen olarak görev yapmış
olmak, Bakanlığın şube müdürü veya daha üst unvanlı kadrolarında görev yapmış
olmak, Bakanlık kadrolarında adaylık
dâhil en az iki yıl öğretmen olarak görev yapmış olmak koşullarından en az
birine sahip olmalıdır (md.7).
Yöneticiliğe ilk defa görevlendirme
yazılı sınav ve sözlü sınav sonucuna göre; yöneticiliğe yeniden görevlendirme
ise Ek-1’de yer alan Form üzerinden yapılacak değerlendirme sonucu belirlenen
puanlar dikkate alınarak puan üstünlüğüne göre yapılacaktır (md.14).
Müdür ve müdür yardımcısı
görevlendirirken yapılacak yazılı sınav komisyonunun oluşumu ve çalışma usulüne
bakılacak olursa, yazılı sınav komisyonu; Bakan onayıyla Bakanlık Ölçme,
Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu müsteşar
yardımcısının başkanlığında, biri İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünden olmak
üzere üç daire başkanı ve bir hukuk müşavirinden oluşacak ve aynı usulle birer
yedek üye belirlenecektir (md.8). Yazılı sınav komisyonunun görevlerinden biri
yazılı sınava ilişkin itirazların sonuçlandırılmasını sağlamak olacaktır
(md.9).
Müdür ve müdür yardımcısı
görevlendirirken yapılacak sözlü sınav komisyonunun oluşumu ve çalışma usulüne
bakılacak olursa, sözlü sınav komisyonu; il millî eğitim müdürünün ya da
görevlendireceği bir il millî eğitim müdür yardımcısı, ilçe millî eğitim müdürü
veya il millî eğitim müdürlüğü insan kaynaklarından sorumlu şube müdürünün
başkanlığında, il millî eğitim müdürünce il/ilçe millî eğitim şube müdürleri
arasından belirlenecek iki üyeden oluşacak ve aynı usulle birer yedek üye
belirlenecektir (md.10). Sözlü sınav komisyonunun görevlerinden biri de sözlü
sınava ilişkin itirazların sonuçlandırılmasını sağlamak olacaktır (md.11).
Müdürlerin ve müdür yardımcılarının
yeniden görevlendirilmeleri için kurulacak değerlendirme komisyonun oluşumu ve
çalışma usulüne bakılacak olursa, değerlendirme komisyonu; il millî eğitim
müdürünün ya da görevlendireceği bir il millî eğitim müdür yardımcısı, ilçe
millî eğitim müdürü veya il millî eğitim müdürlüğü insan kaynaklarından sorumlu
şube müdürünün başkanlığında, il millî eğitim müdürünce il/ilçe millî eğitim
şube müdürleri arasından belirlenecek iki üyeden oluşacak ve aynı usulle birer
yedek üye belirlenecektir (md.12). Değerlendirme komisyonu yönetmeliğe bağlı
Ek-1’de yer alan Yönetici Değerlendirme Formu üzerinden değerlendirmesini
yapacaktır. Bu forma bakıldığında adayın öğrenim durumu, yöneticilikte
geçirdiği süreler, başarıları, ödülleri, geçirdiği soruşturmalar ve aldığı
cezalar gibi parametreler söz konusudur.
Gerek yazılı sınavdan gerekse sözlü
sınavdan 100 üzerinden 60 puan alan adaylar “başarılı” kabul edilecektir (md.
15 ve md.21). Başvuru yapabilecek adaylar sınavdan aldıkları puana göre
sıralanacak sözlü sınava yalnızca boş kontenjanın üç katı kadar aday
çağrılacaktır (md.21). Yazılı sınav konularına ve konuların ağırlıklarına
bakıldığında: Okul yönetimi ve halkla ilişkiler ( %10), Türkçe ve dil
bilgisi ( %10), genel kültür ( %10),
Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi ( %10),
resmî yazışma kuralları ve protokol kuralları (%5), değerler eğitimi
(%5), eğitim ve öğretimde etik (%5), yaşam becerileri ve sosyal etkinlik ( %5)
mevzuat (%40) şeklinde bir sıralama ve dağılım söz konusudur. Sözlü sınav
konularına ve konuların ağırlıklarına bakıldığında ise: Yazılı sınav konuları
(mevzuat ve genel kültür) ( %20), bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği
ve muhakeme gücü (%20), temsil kabiliyeti, liyakati, tutum ve davranışlarının
göreve uygunluğu (%20), özgüveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı ( %20),
bilimsel ve teknolojik gelişmelere açıklığı (%20) şeklinde bir sıralama ve
dağılım söz konusudur.
Yazılı ve sözlü sınavda başarılı olan
adaylardan müdür ve müdür yardımcısı olarak ilk defa görevlendirilmek üzere
başvuruda bulunan adayların görevlendirmeye esas puanları; yazılı sınav
puanının %60’ı ile sözlü sınav puanının %40’ı dikkate alınarak belirlenecektir.
Görevlendirmeye esas puanlar, kesin sonuçların ilan edildiği tarihten itibaren
bir sonraki yazılı sınav başvuru tarihinin ilk gününe kadar geçerli olacaktır
(md.24 ve md. 25).
Bulundukları eğitim kurumunda aynı
unvanda dört yıllık görev süresini dolduran müdürlerin ve müdür yardımcılarının
aynı ya da farklı eğitim kurumlarına, bulundukları eğitim kurumunda aynı
unvanda sekiz yıllık görev süresini dolduran müdürlerin ise farklı eğitim
kurumlarına müdür ve müdür yardımcısı olarak yeniden görevlendirilmelerinde,
yönetmeliğin Ek-1’inde yer alan Form üzerinden yapılacak değerlendirme etkili
olacaktır (md.27 ve md. 28).
Mevcut işleyişi yukarıda özetlenen
okul yöneticisi görevlendirme sistemi 2003 yılından günümüze kadar, 2004, 2006,
2007, 2008, 2009, 2011, 2013, 2014, 2015
ve 2018 yıllarında olmak üzere 10 yönetmelikle düzenlenmiştir. Ancak bu
düzenlemelerin yaşanan sorunlara çözüm olduğunu söylemek zordur. Zira yürürlüğe
giren her yeni yönetmelik bir dizi tereddütü, mağduriyeti ve tartışmayı
beraberinde getirmiştir. Özellikle son yıllarda çıkarılan yönetmelikler Milli
Eğitim Bakanlığı aleyhine birçok mahkeme kararına sebebiyet vermiş ve Bakanlık
yaşanan sıkıntıları yeni bir yönetmelik hazırlayarak ‘çözme’ yoluna gitmiştir.
Ancak sistem, hali hazırda yoğun bir şekilde tartışılmakta ve yaygın bir
şekilde eleştirilmektedir. Zira, sözlü sınav (mülakat), yazılı sınav ve durum
değerlendirme formları kullanılarak yapılan görevlendirme ve yeniden görevlendirmelerde
objektif bir değerlendirmenin yapılıp yapılmadığı, liyakata dayalı bir seçmenin
gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği ve dolayısıyla söz konusu sistemin okul
sisteminin etkililiğini geliştirmeye dönüp olup olmadığı gibi hususlarda bir
dizi tereddüt söz konudur.
Amaç
Bu
araştırmada, Türkiye’de Milli Eğitim Sistemi’nde geçerli olan okul yöneticisi
görevlendirme sistemini, öğretmen ve
okul yöneticisi görüşlerine dayalı olarak, analiz etmek ve değerlendirmek
amaçlanmıştır.
Araştırmada
yanıtı aranan sorular şunlardır:
1. Yeni
yönetici görevlendirme sistemi,
- objektif bir değerlendirme sağlamak,
- liyakata
dayalı bir seçme yapmak ve
- okul
sisteminin etkililiğini geliştirmek açılarından nasıl değerlendirilebilir?
2. Birinci
amaç sorusundaki boyutlar açısından, nasıl bir okul yöneticisi
atama/görevlendirme sistemi olmalıdır?
Yöntem
Bu
başlık altında araştırma modeli, çalışma grubu, veri toplama aracı, verilerin toplanması ve analizi alt
başlıklarına yer verilmiştir.
Araştırma
Modeli
Bu
çalışma, nitel bir durum araştırmasıdır. Çalışmada nitel araştırma tekniği
olarak, yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Görüşme, doğrudan
soru sorma ve yanıt almaya dayanan bir araştırma tekniğidir. Görüşmenin en çok
bilinen türü, yüz yüze bir kişi ya da grupla yapılan söz alışverişidir (Punch,
2005). Görüşmeleri, amacına, katılanların sayısına, kuralların katılığına ve
görüşülen kişiye göre sınıflandırmak mümkündür. Yapılandırılmış, yarı
yapılandırılmış ve yapılandırılmamış olmak üzere üç tür görüşmeden söz
edilebilir. Bu çalışmada yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Yani
görüşme formunda yer alan sorular açıcı/görüşmeyi yönlendirici alt sorular ve
küçük açıklamalarla desteklenmiştir.
Çalışma Grubu
Araştırmanın
çalışma grubunu, 2018 - 2019 eğitim-öğretim yılında Ankara’da ilkokul, ortaokul
ve lise basamağındaki devlet okullarında görev yapan öğretmen ve okul
yöneticileri arasından amaçlı örnekleme tekniklerinden maksimum çeşitlilik
sağlamaya dönük örnekleme tekniği kullanılarak belirlenmiş 26 katılımcı
oluşturmuştur. Çizelge 1’de katılımcılara ilişkin çeşitli bilgilere yer
verilmiştir.
Çizelge 1. Katılımcılara İlişkin Çeşitli Bilgiler
Değişken
|
Düzey
|
n
|
Eğitim
basamağı
|
İlkokul
|
12
|
Ortaokul
|
9
|
|
Lise
|
5
|
|
Toplam
|
26
|
|
Cinsiyet
|
Kadın
|
14
|
Erkek
|
12
|
|
Toplam
|
26
|
|
Görev
|
Öğretmen
|
15
|
Müdür
yardımcısı
|
7
|
|
Müdür
|
4
|
|
Toplam
|
26
|
|
Kıdem
|
1-5
Yıl
|
6
|
6-10
Yıl
|
8
|
|
11
yıl ve üstü
|
12
|
|
Toplam
|
26
|
|
Öğrenim
durumu
|
Lisans
|
17
|
Tezsiz
Yüksek Lisans
|
6
|
|
Tezli
Yüksek Lisans
|
3
|
|
Toplam
|
26
|
Çizelge
1’de görüldüğü gibi, katılımcıların 12’si ilkokul, 9’u ortaokul ve 5’i lise
basamağında görev yapmaktadır. 14’ü kadın ve 12’si erkektir. Görev değişkenine
göre, 15’i öğretmen, 7’i müdür yardımcısı ve 4’ü müdür olarak görev
yapmaktadır. Kıdem değişkenine göre,
katılımcıların 6’sı 1-5 yıl arası, 8’i 6-10 yıl arası ve 12’si 11 yıl ve üstü
kıdeme sahiptir. Katılımcıların 17’si lisans, 6’sı tezsiz yüksek lisans ve 3’ü
tezli yüksek lisans mezunudur.
Veri Toplama Aracı
Bu
çalışmada, araştırmacı tarafından iki bölümden oluşan bir görüşme formu
geliştirilmiştir. Bu görüşme formu araştırmacının 2016 yılında
gerçekleştirdiği, “An Evaluation of the New School Administrator Assignment
System Applied in Recent Years in Turkey” başlıklı araştırması için geliştirmiş
olduğu görüşme formunun yeni koşullara uyarlanmış halidir. Veri toplama aracı
21 Haziran 2018 tarihli ve 30455 sayılı “Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim
Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliği” baz alınarak yenilenmiştir.
Araştırmacı daha önce 5 sorudan oluşan görüşme formunda yer alan “okul
yöneticilerini ve öğretmenleri kendilerini geliştirmeye teşvik etmek”le
ilintili soruyu, tekrar ifadelere neden olduğu için çıkarmış, formun kişisel
bilgiler kısmında bazı değişiklikler yapmış görüşme soruları ile birlikte
katılımcılara yönelttiği alt/açıcı sorucukları geliştirmiştir. Bu haliyle form
alanda uzman 3 öğretim üyesinin görüşüne sunulmuş, 2 öğretmen ve 1 müdür yardımcısı ile deneme
uygulaması gerçekleştirilmiş, böylece soruların anlaşılırlığı ve araştırma
amaçlarına uygunluğu test edilmiştir.
Veri toplama aracının birinci bölümünde
kişisel bilgiler ve ikinci bölümünde görüşme soruları bulunmaktadır. Araştırma
kapsamında, okul yöneticisi görevlendirme sistemi; objektif bir değerlendirme
sağlamak, liyakata dayalı seçme yapmak ve okul sisteminin etkililiğini
geliştirmek açılarından üç kategoride ele alınmıştır. Katılımcılara yöneltilmek
üzere, sözü edilen kategorilere ilişkin, üç ana soru ve bir dizi alt/açıcı soru
hazırlanmış ve bu sorulara, anılan dört kategoriye ilişkin çözüm
arayışlarını/önerilerini belirlemeyi hedefleyen bir soru ve bir dizi alt/açıcı
soru eklenmiştir.
Verilerin Toplanması ve Analizi
Görüşme formu araştırmacı tarafından çalışma
grubunu oluşturan okul yöneticileri ve öğretmenlere uygulanmıştır. Times News
Roman formatında 12 punto ve 1.5 satır aralığı ile yaklaşık 32 sayfa görüşme
verisi elde edilmiştir. Görüşme verileri katılımcılara ulaştırılarak görüşme
dökümlerini teyit etmeleri istenmiştir. Veriler alanında deneyimli bir öğretim üyesine
okutulmuş ve ortaya çıkan temalar ve alt temalar hakkında görüş alınmıştır.
Elde edilen veriler önce betimsel olarak analiz edilmiş ve daha sonra içinde
anlam kazandıkları bağlam göz önüne alınarak değerlendirilmiştir. Veriler
analiz edilirken, her bir soruya ilişkin görüşler temalara ayrılmış, öne çıkan
temalara ilişkin frekanslar belirlenmiş ve tipik ifadeler aktarılmıştır. Ayrıca
elde edilen veriler yer yer katılımcıların kişisel özelliklerine göre de
verilmiştir.
Bulgular
ve Yorum
Bu
bölümde araştırma kapsamında elde edilen veriler önce betimsel olarak analiz
edilmiş, öne çıkan temalar belirlenmiş ve bu temalar bağlantılı oldukları
konularla birlikte değerlendirilmiştir. Doğrudan aktarmalar yapılırken
öğretmenler için (Ö), müdür yardımcıları için (MY) ve müdürler için (M) kodu
kullanılmıştır.
Yönetici Görevlendirme Sistemi ve Objektiflik
Katılımcılara
ilk olarak, objektif bir değerlendirme yapma imkânı sağlayıp sağlayamamak
açısından yöneticisi görevlendirme sistemini nasıl gördükleri sorulmuştur. Bu
soruya verilen yanıtlar olumlu ve olumsuz olarak değerlendirildiğinde,
katılımcılar, net yanıt belirtmeyen 2 öğretmen, 1 müdür yardımcısı ve 1 müdür
katılımcı bir yana bırakılırsa, genel olarak sistemin objektif bir
değerlendirme yapma imkânı sağlamadığını dile getirmişlerdir (n=22). Katılımcıların, objektifliği genel olarak
ölçme ve değerlendirme yöntemi üzerinden ele aldıkları (n=17), bu açıdan
yönetici görevlendirme sisteminde mülakatın kullanılmasını (n=12), Milli Eğitim
Müdürlüklerinin (MEM) seçme sürecindeki belirleyiciliğini ve komisyonların
oluşturulma tarzını (n=7) sorunlu olarak değerlendirdikleri belirlenmiştir.
Bu soru açısından öne
çıkan bazı tipik ifadeler şunlardır:
Okul yöneticisi olmak üzere başvuran kişilerin sınava
alınacakları komisyonlar objektif bir şekilde belirlenmiyor ki (Ö-9).
Kendi adamlarını getirmek için bir oyun oynuyorlar, henüz
kontenjanlar açıklandığında kimin hangi okula görevlendirileceği belli zaten!
(Ö-2).
Okul müdürleri yalnızca yazılı sınavla seçilemez, mevzuat
vb. bilmek yanında gelişmiş bir iletişim becerisine sahip olmak, temsil
kabiliyeti, özgüven gibi hususlarda da yeterli olmaları gerekir. Bu yüzden
mülakat olmalıdır. Tabi mülakatın getirdiği tereddütler aşılmalı (M-1).
Katılımcıların
görüşleri kişisel bilgileri ile ilişkilendirilerek aktarılacak olursa; 23 yıl
öğretmenlik 4 yıl okul yöneticiliği yapmış, tezli yüksek lisans mezunu kadın
bir öğretmene göre, “öncelikle okul
yöneticilerinin kendi branşlarından yetiştirilmesi ve seçilmesi gerektiğini
düşünüyorum (eğitim yöneticiliği ve deneticiliği). Sınav sorularının etkili iletişim ve mevzuat
konularından seçilmesi gerekir. Mülakat değerlendirmelerinin geçerlik ve
güvenilirliği sağlanmalıdır” (Ö-7). 14 yıl kıdemli, tezsiz yüksek lisans
yapmış kadın bir öğretmene göre ,“21
Haziran 2018 yönetmeliği bağlamında yapılan sınav ve mülakatın siyasi odakların
etkisi dışında yapılması halinde objektif olabilir” (Ö-11). Müdür
yardımcılığı için mülakata girip başarısız bulunmuş 25 yıl kıdeme sahip kadın
bir öğretmene göre, “objektif bir seçme
olduğunu düşünmüyorum. En son müdür yardımcılığı mülakatında torpil olayının çok
fazla olduğunu bizzat gördüm. Sendika burada çok etkili, yandaşlığa göre işler
yürüyor”(Ö-8). 10 yıl kıdeme sahip
kadın bir öğretmene göre, “mevcut okul yöneticisi görevlendirme sistemi
ülkemizde kesinlikle objektif yapılmamaktadır. Hepimiz bu sistemin içindeyiz ve
ataması yapılan arkadaşlardan birebir şahit olduğumuz torpillerin bizzat
ağızlarından duyduk, duyuyoruz. Duyduklarımıza rağmen objektif olduğunu nasıl
savunabiliriz” (Ö-7). 10 yıl öğretmenlik ve 2 ay müdür yardımcılığı
kıdemine sahip olan kadın bir müdür yardımcısına göre, “okul yöneticiliği görevlendirme sistemi
mülakata dayalı olarak yapılmaktadır. Dolayısıyla nesnel bir değerlendirme söz
konusu olmamaktadır. Mülakat sırasında sorulan sorular daha çok genel kültür
düzeyinde kalmaktadır. Okul yönetimi, yönetmelik tarzında sorular mülakatta çok
sorulmamaktadır” (MY-6).
Bu konuda 11 yıl kıdeme sahip, tezsiz yüksek lisans mezunu kadın bir
öğretmen çok çarpıcı bir değerlendirme yapmıştır: “Çok yuvarlak ve klasik bir ifade olacak ama ülkemizde hiçbir
değerlendirmenin objektif yapıldığına inanmıyorum. Son dönemlerde tüm
kurumların yaptığı yazılı sınavlara, mülakatın da eklenmesinin
değerlendirmedeki objektifliği sıfıra indirdiğini düşünüyorum. Okul yöneticisi görevlendirme sisteminde de
sözlü sınavı uygulanması, değerlendirmeyi tamamıyla keyfi hale getirmiştir.
Bunu; görev yaptığınız yöneticilerin çalışma sistemlerindeki keyfi uygulamalara
baktığınızda bile rahatlıkla görebilirsiniz” (Ö-10). Yine 14
yıl kıdeme sahip, tezsiz yüksek lisans mezunu kadın bir öğretmene göre, “subjektif
yöntemlerle (iktidara yakınlığı ile
bilinen bir sendikaya üye olmak, yönetici olacak kişilerin iktidara
yakınlığının referans olması) seçilmektedir. Zaten pek de seçim olduğunu
düşünmüyorum. Listeler zaten atamaya yetkili makamlara önceden veriliyordur.
Bununla ilgili medyada oldukça haber gördük. Ayrıca mülakatla seçme yönteminde
sorulan sorular, ya da mülakatı yapan yöneticiler yönetim konusunda ne derece
bilgili ve etkilidir bunu da tartışmak gerekir. Objektif olmayan bir seçme
sisteminde, objektif olmayan yöneticiler tarafından yapılan bir seçme hiçbir
şekilde doğru bir seçim olamaz. Seçilecek olan kişilerde sahip olması gereken
vasıfların belirlenmemesi, puanlama kriterlerin tespit edilmemesi, mülakat
sorularının içeriği gibi detaylara baktığımızda pek de objektif bir seçme
olmadığını görmekteyiz” (Ö-15).
Yönetici Görevlendirme Sistemi ve Liyakat
Katılımcılara
ikinci olarak yeni okul yöneticisi görevlendirme sistemini, liyakata dayalı bir
seçme sağlayıp sağlamamak açısından nasıl değerlendirdikleri sorulmuştur. Bu
soruya verilen yanıtlar olumlu ve olumsuz olarak değerlendirildiğinde
katılımcılar, sistemin liyakata dayalı bir seçme sağladığını ifade eden 1 müdür
ve 1 müdür yardımcısı katılımcı, göreli
olarak liyakata dayalı bir seçme sağladığını ifade eden 2 katılımcı (2
öğretmen) ve görüşleri belirsiz 1 öğretmen katılımcı dışında, mevcut okul
yöneticisi görevlendirme sisteminin liyakata dayalı bir seçme yapma imkânı
sağlamadığı düşüncesindedir (n=21)
Katılımcıların liyakata dayalı seçmeyi ölçme ve değerlendirme süreci
(n=12) ve kriterleri (n=7) açısından ele aldıkları, politizasyon, keyfilik ve
kayırmacılıkla ilişkili eleştirileri sıklıkla dillendirdikleri (n=10)
belirlenmiştir.
Bu soru açısından öne
çıkan bazı tipik ifadeler şunlardır:
Yeni
sistem kişileri kıdem, öğrenim durumu ve sınav sonuçlarına göre
değerlendirmediği için liyakata dayalı olarak değerlendirilemez (Ö-2).
Bu
sistemin amacı yandaşlığı el üstünde tutmak ve sistemi dönüştürmektir (Ö-5).
Yönetici görevlendirmede siyasi baskı ve nüfuz kullanma
ortadan kaldırılırsa liyakat dayalı bir seçme yapılmış olur. Aksi takdirde
liyakattan söz edilemeyeceğini düşünüyorum (Ö-11).
Kişinin uygun olup olmadığına bakmaktan ziyade
görüşlerine önem veriliyor. Bu da liyakattan çok uzaklaşıldığını gösteriyor.
Mezun olduğu okul, deneyimleri falan hiç dikkate alınmıyor” (Ö-8).
Yönetici
görevlendirme kriterleri yeterince somut ve standart olmadığı için liyakata
uygun seçme yapılması zor (MY-4).
Katılımcıların
görüşleri kişisel bilgileri ile ilişkilendirilerek aktarılacak olursa; 3 yıl
kıdeme sahip kadın bir öğretmene göre,
“liyakata dayalı bir seçme olması için idarecilik kriterlerinin somut olarak
tanımlanması gerekir, mülakat aracılığıyla bir seçme yapılacaksa, mülakatların
görüntülü ve sesli olarak kaydedilmesi istismarları bir nebze engeller” (Ö-12). 10 yıl kıdeme sahip kadın bir öğretmene göre, “mevcut okul yöneticisi
görevlendirme sisteminin liyakattan tabi ki uzak. Yapılan mülakatlardan önce
isim listelerinin ve puanların belli olması (Denizli Milli Eğitim Müdürü’nün
yanlışlıkla grupta paylaşması) liyakattan uzak yapıldığının kanıtıdır“(Ö-7). 12 yıl kıdeme sahip kadın bir öğretmene göre ise,
“mevcut okul yöneticisi görevlendirme sistemi ölçme ve
değerlendirme sistemindeki eksiklikler nedeniyle liyakatı tam olarak
sağlayamamaktadır” (Ö-4).
11 yıl kıdeme sahip, tezsiz yüksek lisans mezunu kadın öğretmenin
görüşleri liyakat bahsinde de çok çarpıcıdır: “Mevcut okul yöneticisi
görevlendirme sisteminin, ülkedeki her şey gibi, liyakatten uzak yapıldığını
düşünüyorum. Düşünmekle kalmıyorum bizzat şahit olduğum için biliyorum. Malum
sendika üyelerinin gireceği mülakattın, tüm detaylarıyla (komisyon üyeleri,
sorulacak sorular, atama yapılacak okullar vb.) önceden planlanarak
ayarlamaların yapıldığına bizzat tanıklık ettim. Tanıklık ettiğim bu olaydaki,
malum sendika üyesi kişi, mülakattan tam puan alarak merkezdeki bir okula
yönetici olarak atandı. Şahit olduğum bu olay bana; yönetici olabilmek için
yapılması gereken tek şeyin malum sendikaya üye olmak olduğunu öğretti.
Yönetici olabilmek için başka herhangi bir yeterlilik aranmaması atamaların ne
kadar liyakatten uzak yapıldığının kanıtı bence” (Ö-10).
Yönetici
Görevlendirme Sistemi ve Etkililik
Katılımcılara
üçüncü olarak yeni okul yöneticisi görevlendirme sistemini, okul sisteminin
etkililiğini geliştirip geliştirememek açısından nasıl değerlendirdikleri
sorulmuştur. Bu soruya verilen yanıtlar olumlu ve olumsuz olarak
değerlendirildiğinde katılımcıların çoğunluğu mevcut sistemin okul sisteminin
etkililiğine olumsuz etki yaptığı/yapacağı yönünde görüş belirtmiştir (n=22).
Okul sisteminin etkililiği bahsinde katılımcıların bir kısmı kategorize
edilebilecek bir düşünce öne sürmemiştir (n=2). Yeni sistemin okul sisteminin
etkililiği konusunda yarattığı/yaratabileceği sonuçlar açısından katılımcıların
objektif ve liyakata dayalı bir seçme yapılmadığı yönündeki değerlendirmelere
yaslandıkları (n=18) ve okulda yaşanan/yaşanabilecek gerginlikleri ve örgüt
ikliminin bu durumdan etkilenmesini ön plana çıkardıkları (n=9) tespit
edilmiştir.
Bu soru açısından öne çıkan bazı tipik
ifadeler şunlardır:
“Atamaların objektif ve liyakate dayalı
yapılmaması, işi bilmeyen ve bulunduğu konumu hak etmeyen insanların yönetici
olmasına yol açıyor (Ö-10).
Görevlendirmelerde
kayırma oluyor. Kayrılanlar kendisini kayıranların yaklaşımını okula egemen
kılmaya gayret edince okulda gerginlik çıkıyor. Farklı düşünen öğretmenin
motivasyonu düşüyor (Ö-2).
İşi
bilmeyen, deneyimsiz insanlar okulları nasıl etkili hale getirebilirler ki?
Sistem birçok deneyimli ve başarılı yöneticiyi küstürdü. Çoğu insan emekli oldu
(MY-4).
Okul yöneticiliği görevlendirme sistemi
okulları geliştirmek için çok da yeterli değildir. Sınav ve mülakatı başarı ile
tamamlayan adayların okul yöneticiliği konusunda da başarılı olacağı anlamına
gelmemektedir (MY-6).
Nasıl Bir Okul Yöneticisi Görevlendirme Sistemi?
Son
olarak katılımcılara, görüşme formunun ilk üç sorusunda gündeme getirilen
objektif değerlendirme, liyakata dayalı seçme ve okul sisteminin etkililiğini
geliştirme boyutları üzerinden nasıl bir okul yöneticisi atama/görevlendirme
sistemi olması gerektiği sorulmuştur.
Katılımcılar objektiflik ve liyakata dayalı bir seçme açısından sınavı (n=24),
kıdemi (n=19), lisansüstü öğrenimi
(n=13) ve okul bileşenlerinin
iradesini/seçimini ya da uygun görmesini (n=2) önemli bulduklarını dile
getirmişlerdir. Katılımcılara göre, yönetici atamada somut kriterler tespit
edilmeli (n=17) ve politik, kayırmacı ve keyfi yaklaşımlardan kaçınılmalıdır
(n=16). Okul yöneticisi seçiminde olsun yetiştirilmesinde olsun katılımcıların
üzerinde durdukları gerekliliklerden biri hizmetiçi eğitimlerdir (n=7). Yine
bazı katılımcılar yönetici adaylarının deneyimli öğretmenler eşliğinde bir süre
yetiştirilmeleri (mentörlük) uygulamasından söz etmişlerdir.(n=2) ve bir tür
yönetici stajının uygulanması gerektiğini dile getiren katılımcılar olmuştur
(n=2).
Bu soru açısından öne çıkan bazı tipik
ifadeler şunlardır:
Mülakatla okul yöneticisi görevlendirmek süreci subjektif
hale getiriyor. Mülakat olmamalı. Sınav olmalı. Bir de kıdeme dikkat edilmeli
(MY-4).
Herşeyden önce öğretmenlikte bilgisini, görgüsünü,
deneyimini artırmış kişiler yönetici adayı olmalı (M-3).
Bilgi artıyor, farklı deneyimler kazanmak lazım, işin
ilmini öğrenmek de pratikte çok faydalı olur. Bunun için de kaliteli lisansüstü
eğitim olmalı (Ö-12).
Her işte olduğu gibi yöneticilikte de hizmet öncesinde
işi öğrenmek için staj yapılmalı. Okul yöneticisi bilgi ve deneyim kazanmadan
göreve başlayınca sistem işlemiyor (Ö-4).
Nasıl bir okul yöneticisi görevlendirme sistemi
bahsinde 14 yıl kıdeme sahip tezsiz yüksek lisans mezunu kadın bir öğretmene
göre, “okul yöneticisi güvenirliği ve geçerliği yüksek bir seçme sistemiyle,
bağımsız, uzman bir ekip (konu uzmanı akademisyenler, bakanlık yöneticileri
vb.) tarafından, adayın o güne kadar ki performansını gerçekten ölçecek araçlar
kullanılarak seçilebilir. Bu seçimde kriterler tamamen önceden belirlenmeli,
demokratik yöntemler kullanılmalıdır” (Ö-15). Bu konuda 11
yıl kıdeme sahip, tezsiz yüksek lisans mezunu kadın bir öğretmenin
görüşleri ise çok çarpıcıdır: “Sadece yönetici atama ve görevlendirme uygulamalarının değil tüm
sistemin değişmesi gerektiğini düşünüyorum. Objektif ve liyakate uygun bir
değerlendirmenin yapılabilmesi için; değerlendirmeyi yapanların alanı iyi
tanıyan, sistemin beklentilerini ve ihtiyaçlarını bilen kişiler olması
gerektiğini düşünüyorum. Bunun gerçekleşebilmesi için tüm sistemin gözden
geçirilmesi gerektiğine inanıyorum. Milli eğitim sisteminin, okulun tüm
çalışanlarının özelikle de yönetici ve öğretmenlerin kendilerini geliştirmek;
alanlarına hâkim olmak için etkili ve verimli hizmet içi eğitimlere tabi
tutulmaları bence sistemi rahatlatmak için ilk adım olabilir. Ancak bu
eğitimler de göstermelik değil, etkili ve verimli yapılmalıdır. Atama ve
görevlendirmeleri yapan kişilerin; objektif ve liyakate uygun olarak atama
yapmaları; ancak bulundukları konuma aynı değerlendirmeden geçerek gelmeleriyle
mümkündür (Ö-10).
Sonuç ve Öneriler
Mevcut
okul yöneticisi görevlendirme sisteminin, üç boyut üzerinden, öğretmen ve okul
yöneticisi görüşlerine dayalı olarak, ele alındığı bu araştırmanın bulgularına
dayalı olarak, hali hazırda yönetici görevler üstlenen katılımcıların bir
kısmının sisteme olumlayıcı yaklaştıkları, diğer katılımcıların ise, az sayıda
katılımcı dışında, sisteme belirgin biçimde olumsuz yaklaştıkları sonucuna
ulaşılmıştır. Katılımcıların büyük bir kısmı okul yöneticisi görevlendirme
sistemine yönelik önemli tereddütler taşımakta ve sistemi objektiflik, liyakat
ve okul sisteminin etkililiği açılarından problemli bulmaktadır.
Araştırma
kapsamında ilk üzerinde durulan konu, sistemin objektif bir değerlendirme
sağlayıp sağlayamadığı olmuştur. Objektiflik, adayların işe/göreve yeterliği
dışında herhangi bir etmenin seçim sürecinde etkili olup olmadığı ile ilgili
bir kavramdır. Türkiye’de eğitim kurumlarına yönetici olarak atanacaklarda 1990
yılından önce, eğitim-öğretim sınıfından olmak ve 3 yıl başarılı öğretmenlik
yapmak gibi çok genel ölçütler kullanılmıştır. 1999 yılından itibaren ise sınav
kullanılmaya başlanmıştır (Günay, 2004 ve Aslanargun, 2011). Sonrasında, bu
çalışmada üzerinde durulduğu gibi, çok sayıda yönetmelik hazırlanmış ancak
etkili bir atama/görevlendirme sistemine ulaşılamamıştır.
Bu konudaki temel problemin ‘idarenin
keyfiliği’ olduğu söylenebilir. Mevcut sistemin objektifliğini sarsan en önemli
niteliklerinden biri “atama” değil “görevlendirme” üzerine kurulu olmasıdır.
Atama, atanan kişiye kurumsal ve yasal olarak gelişmiş bir koruma/güvence
sağlarken, görevlendirmenin sağladığı koruma/güvence nispidir. Bu durum,
inisiyatifin idarede olduğu; okul yöneticisinin idari otoritenin tasarrufu ile,
yeri geldiğinde keyfi bir şekilde, görevden alınabileceği anlamına gelir. Bu da
okul sistemini siyasetin belirleyiciliğine açık hale getirir.
Hali
hazırda geçerli olan 21 Haziran 2018 tarihli yönetmeliğe göre, okul
yöneticileri genel ve özel koşulları sağlayan
adaylar arasından, yazılı sınav ve mülakat aracılığıyla 4 yıllık sürelerle
görevlendirilecek ve yeniden görevlendirmelerde durum değerlendirme formu
kullanılacaktır. Değerlendirme
kriterlerinin esnekliği, değerlendirme yapmakla görevlendirilen merciler,
yazılı ve sözlü sınav komisyonlarının oluşturulma tarzı ve işleyişi (örneğin
itiraz merciinin yine karar veren komisyon olması gibi bir garabet) gibi bir
dizi etmen dolayısıyla görevlendirme sisteminin objektifliğinden söz etmek
mümkün değildir.
Araştırma
kapsamında ikinci olarak üzerinde durulan konu sistemin liyakata dayalı bir
seçme yapmak açısından nasıl değerlendirileceği olmuştur. Bu konu okul
yöneticisi yeterliklerini gündeme getirir. Başaran’a (2004) göre yönetimde
yeterlik, yönetim kavram ve kuramlarında, yönetim teknolojisinde, insan
ilişkilerinde, örgütün yapısını kurmada ve yenileştirmede, yönetimin
işlevlerinde, yönetim sürecinde bilgili ve becerikli olmaktır. Bu yeterlik,
yönetime ilişkin bilgi ve becerileri tanıma aşamasından, yönetimin gereklerini
uygulama aşamasına kadar değişik düzeylerde olabilir. Okul yöneticilerinin,
okuldaki eğitim-öğretim durumu, okulun fiziksel durumu, personel işleri,
öğrenci işleri, hesap ve ayniyat işleri, ölçme ve değerlendirme gibi sorumluluk
alanları vardır (Taymaz, 2000). Okul yönetiminin görevi, okuldaki tüm insan ve
madde kaynaklarını en verimli bir şekilde kullanarak, okulu amaçlarına uygun
olarak yaşatmaktır. Okul müdürünün bu görevi başarı ile yerine getirmesi, okulu
bir roller sistemi olarak görmesine, davranışlarını her zaman ilişkili olduğu
öğretmenler ve diğer personelin rol ve beklentilerini de göz önünde tutarak
ayarlamasına bağlıdır (Bursalıoğlu, 2002).
Yeni
yönetici görevlendirme sisteminin liyakat sahibi meslek elemanlarını okul
yönetimine taşımak açısından ciddi olumsuzluklarla belirlendiği söylenebilir.
Nitekim bu araştırma kapsamında elde edilen verilere dayalı bulgulara göre,
sistem ölçme ve değerlendirme süreci ve kriterleri açısından genel olarak ciddi
olumsuzluklar taşımakta ve katılımcılarca politizasyon, kayırmacılık ve
keyfilikle ilişkilendirilmektedir.
Araştırma kapsamında ele alınan, okul
sisteminin etkililiğini geliştirme bahsi üzerinden bir değerlendirme yapılacak
olursa; örgütlerde madde ve insan kaynaklarını, örgütsel amaçlar doğrultusunda
en etkili ve verimli şekilde kullanmanın, yönetim işlevini tanımladığı (Taymaz,
2000) söylenebilir. Eğer sözü edilen bir kamu örgütü ise, hizmetin gereği de
kamu yararını gerçekleştirmekse, yönetim işlevinin üzerinde şekilleneceği
kavram etkinlik ve verimlilikten ziyade etkililik olacaktır. Zira, etkinlik ve
verimlilik girdi-çıktı ilişkileri temelinde en az maliyetle en fazla nicelik ve
nitelik yaratmaktır. Etkililik ise amaç bağımlı bir kavramdır. Kamu hizmetinde
amaç kamu yararını gerçekleştirmektir.
Araştırma bulgularına dayalı olarak
ulaşılan sonuçlara göre, mevcut görevlendirme sistemi ile okul sisteminin
etkililiği arasındaki ilişki katılımcıların çoğunluğu tarafından negatif olarak
değerlendirilmiştir. Katılımcılar
yargılarını oluştururken, genel olarak objektif ve liyakata dayalı bir seçme
yapılmadığı yönündeki değerlendirmelere yaslanmış ve okulda
yaşanan/yaşanabilecek gerginlikleri ve örgüt ikliminin bu durumdan olumsuz etkilenmesini/etkilenecek
olmasını ön plana çıkarmıştır.
Bursalıoğlu’na
(2002) göre, yönetimin görevi, örgütü amaçlarına uygun olarak yaşatmak ise okul
yönetiminin görevi de okulu amaçlarına uygun olarak yaşatmaktır. Okul
yöneticilerinin sorumluluk ve görevlerini yerine getirebilmesi için okul
yönetimi kavram ve süreçlerini iyi bilmeleri ve bunları davranışa
dönüştürebilmeleri ve bunun için de okul yöneticilerinin bu alanda akademik bir
eğitim görmüş olmaları gerekmektedir. Mevcut görevlendirme sistemi adayları,
teknik olarak, gelişmeye teşvik ediyor gibi görünse de, teşvik edici olduğu
varsayılan standartlar esnek ve belirsiz, teşvik edildiği düşünülen
etkinliklerden yararlanmak eşitsiz ve etkinliklerden yararlanmanın sonuçları belirsizdir.
Okul yöneticisi görevlendirme sisteminin gündeme getirdiği ‘ihtiyari usuller’
ve esnek düzenlemeler, görevlendirme sürecinde yanlılığı ve süreçlerde
politizasyona dayalı kulisi ön plana çıkarmaktadır. Dolayısıyla sistem, yeniden
değerlendirmeden başarıyla geçmek isteyen ya da yöneticilik görevlerine aday
olan eğitim çalışanlarını kendilerini mesleki olarak geliştirme yönünde motive
edici nitelikte değildir. Dolayısıyla etkili bir okul sistemine el vermesi de
mümkün görünmemektedir.
Araştırma
kapsamında elde edilen verilerin analizine dayalı olarak geliştirilen sonuç
yargıları üzerinden okul yöneticisi atama/görevlendirme sistemine dair şu
önerilerde bulunulabilir:
Öncelikle
okul yöneticileri görevlendirilmemeli, atanmalıdır.
Okul
yönetici atama sistemi, politik etkilerden, kayırmacılıktan ve keyfilikten
arındırılmalıdır.
Okul
yöneticisi yeterliklerine ilişkin genel bir çerçeve ve bu çerçeveye ilişkin de
somut, sınırları ve karşılıkları belli kriterler oluşturulmalıdır.
Genel
olarak okul yöneticiliği için öğretmenlik kıdemi/deneyimi, müdürlük içinse
öğretmenlik deneyimi/kıdemi ile birlikte müdür yardımcılığı deneyimi/kıdemi
koşul olmalıdır.
Okul
yöneticisi seçme ve değerlendirme sürecinde mülakat kullanılmamalıdır.
Sınav
komisyonları akademik birimlerin ve farklı sendikaların katılımı ile
şekillendirilmelidir.
Okul
sisteminin etkililiğini artırmak üzere, okul yöneticisi ve öğretmenler
kendilerini geliştirmeye teşvik edilmelidir. Bu açıdan lisansüstü eğitim ve
hizmetiçi eğitimlere önem verilmeli ve eğitsel olanaklara ilgi ve yeterliği
olan tüm eğitim çalışanlarının erişmesi sağlanmalıdır.
Kaynakça
Aslanargun, E. (2011).Türkiye’de Okul Yönetimi ve
Atama Yönetmelikleri. e-Journal of New World Sciences Academy (NWSA),
Education Sciences, 1C0466, 6(4), 2646-2659.
Başaran. İ. E. (2004). Yönetimde İnsan İlişkileri,
Ankara: Nobel Basım.
Bursalıoğlu, Z. (2002). Okul Yönetiminde Yeni Yapı ve
Davranış, Ankara: Pegem A Yayıncılık.
Günay, E. (2004). Eğitim kurumlarına yönetici
seçme, yetiştirme ve atamaya ilişkin yönetici ve öğretmen görüşlerinin
değerlendirilmesi (Ankara İli Örneği), Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara
Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (2011). http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2011/09/20110914-1.htm,
Son Erişim Tarihi: 12.08.2016.
Milli Eğitim Bakanlığı’na Bağlı Eğitim Kurumları
Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine İlişkin Yönetmelik (2014).
http://mevzuat.meb.gov.tr/html/egikuryon_1/egikuryon_1.html, Son Erişim Tarihi:
13.08.2016.
Milli Eğitim Bakanlığı
Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine Dair Yönetmelik (2015). http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2015/10/20151006-2.htm, Son Erişim Tarihi: 13.08.2016.
Milli
Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliği (2018). http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2018/06/20180621-8.htm,
Son Erişim Tarihi: 15.09.2018.
Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (2014). http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2014/03/20140314-1.htm,
Son Erişim Tarihi: 14.08.2016.
Punch, K.F.(2005). Sosyal Araştırmalara Giriş –
Nitel ve Nicel Yaklaşımlar, Ankara: Siyasal Yayınevi.
Taymaz, H. (2000). Okul Yönetimi, Ankara: Pegem
Yayınevi.
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil