Hakkımda

5 Haziran 2016 Pazar

Dershaneler!



1990’lı yılların başları, Salihli Lisesi Pansiyonu’nun soğuk koridorlarından etüt sınıfı olarak kullanılan okul dersliklerine doğru ilerlerken aklımda tek bir düşünce var; üniversite sınavını kazanmak. Böylelikle yazları tütün tarlası sıcağından kışları ise Bozdağlar’dan Pansiyona vuran soğuktan ve içinde yaşadığım türlü elverişsizlikten kurtulabileceğim. Hem de eşitsiz gelişmiş ergen kavrayışımın fantastik hülyalarına karşılık bulmak üzere büyük kentlere adım atabileceğim. Ama pek parlak bir öğrenci olduğum söylenemez. Teşekkür belgesi ile ödüllendirildiğim oluyor ama bir iki kırık not içeren karneler aldığım da. Okuduğum okulun da öğrenci başarısını desteklediğini söylemek zor. İkili öğretim yapılan kalabalık bir okul, 5 dakikaya sığdırılmaya çalışılan, sığdırılamadığı için de her dersin süresinden eksilten tenefüsler, türlü niteliksizlikler... Neyse ki, ders başarısı ile üniversite sınavı kazanmak arasında güçlü bir bağ yok. Çünkü okul müfredatı ile Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sınavlarının içeriği büyük ölçüde farklı.

Türlü yoksunluklar içinde yaşayan küçük bir memur ailesinin ortanca çocuğuyum ve ailemin sınav hazırlığı için dershaneye ödeme yapması zor. Bir yıl önceden çalışmaya başlıyorum. Dershanelerin sınav başarısı sergileyebilecek öğrencileri kendilerine çekmek ve böylelikle reklam yapmak için kullandıkları indirim sınavlarına hazırlanmak için. Tütün tarlasında lüks ışığı altında tütün köfününe yaslanarak yaptığım ön hazırlık başarılı oluyor ki dershaneye tam burslu olarak kayıt yaptırabiliyorum. Sonrası yoğun bir hazırlık süreci. Seçilmiş öğrencilerden oluşan ve büyük dershanelerden getirilen testlerle desteklenen sınıflar, ortalama iş görülenler ve gözden çıkarılanların olduğu daha kalabalık diğerleri. Dershane sistemi içindeyim. Pansiyon’dan arkadaşım x de benden bir yıl sonra aynı maratonun içinde. Ama Gülen Cemaati ile birlikte anılan bir dershanede. Güneydoğulu, mevsimlik tarım işçiliği yaparak geçinmeye çalışan, çok çocuklu yoksul bir ailenin üyesi. Gittiği dershane yalnızca sınava dönük eğitim vermiyor, başarılı öğrencilerin geçimini destekliyor ve aynı zamanda belirli bir oryantasyon sürecini de işletiyor. Ankara’da önemli bir devlet üniversitesini ve o dönemin çok popüler bir bölümünü kazanıyorum. X de İstanbul’da yine önemli bir devlet üniversitesini ve daha popüler bir bölümü. Üniversiteden sonra bürokrasi içinde yüksek bir mevki kazanıyor ve Türkiye’nin bir ülkedeki diplomatik temsilciliğinin en üst yetkilisi oluyor. Mevsimlik tarım işçiliğinden diplomatik temsilciliğe uzanan ve dershane dolayımı ile belirlenen zor ve çetrefilli bir yol.

Türkiye’de uzunca bir zamandır özel dershanelerin işlevi tartışılıyor ve yukarıdaki kişisel anlatı ve tanıklık bu tartışma içinde kullanılan bir dizi argümanın izlerini taşıyor....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İktidardan Kurtulmak!

Siyaset biliminin temel kavramı devlet değilse, iktidardır. İktidar, “toplum için son sözü söyleme yetkisi” olarak kavramsallaştırılan e...