Hakkımda

27 Haziran 2016 Pazartesi

Etik (davranmak) öğretilebilir mi?


Literatürde ahlak ile etik arasında belirli farklar olduğu üzerinde durulur.
Doğru ve yanlışı birbirinden ayırt etmekten söz edildiğinde (ki bu, doğru ve yanlışı kolektif olarak belirlemektir aslında) ahlak kavramı akla gelirken; ahlakı merkeze alan felsefe dalından ya da Türk Dil Kurumu Sözlüğü’ne göre, töre/ahlak biliminden ve/veya bir meslek grubunun uymak zorunda olduğu davranışlar bütününden söz edildiğinde etik kavramı akla gelir.
Birkaç makale karıştırırken fark ettim ki biraz zorlama ayrımlar bunlar.
Etik de ahlak da, toplumsal yaşamda ve/veya spesifik bir alanda, iyi ve kötünün belirlenmesi, ayırt edilmesi ve değerlendirilmesi ile ilgili kavramlar.
Neyse meselem bu değil!
İster ahlak deyin isterse etik derdim şu: Bu mefhumun eğitimi yapılabilir mi?
Basitçe ve pratik olarak 'elbette yapılabilir' diyebilirsiniz, ki buna teknik olarak bir itirazım olmaz.
Nelerin eğitimini yapıyoruz, bunun eğitimini niye yapmayalım ki!
****
En temelde artı-değer sömürüsü üzerine kurulu, emek-sermaye çelişkisi ile belirlenen bir toplumsal düzende ve  egemenlik sisteminde herkes için geçerli ahlaki ve/veya etik kurallar olabilir mi?
Birbirine taban tabana zıt toplumsal çıkarlarla belirlenen sınıfların sahip oldukları veya sahip olmaları beklenen ahlaki ve/veya etik kurallar aynı olabilir mi?
Peki diyelim ki, toplumu 'imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitle' olarak, millet olarak veya 'insanlık dairesi' içinde geniş bir topluluk olarak tasavvur ettik, onlara hakim ahlaki normlardan ve onlar için geçerli etik ilkelerden söz ediyoruz.
Söz etmekle de kalmıyoruz, insanları koorparasyonlar halinde eğitimlere alıyoruz.
Onlara iş ve meslek etiği seminerleri veriyoruz.
Etik ve ahlak kavramlarının etimolojisinden başlayıp, bu kavramlara ilişkin farklardan, bu mefhumların toplum yaşamındaki görünümlerinden, iş ve meslek alanındaki karşılıklarından falan söz ediyoruz.
Eğitimimizi çarpıcı örneklerle, güncel anektodlarla süslüyor ve daha etkili hale getiriyoruz.
Karşılık yaratabilir miyiz?
Mesela eğitim verdiğimiz kitle üniversite öğretim elemanları olsun, çalışma yaşamında güç kullanmanın, başkalarının iradelerini hiçe saymanın, astlara ve öğrencilere yıldırma uygulamanın vs. ne kadar kötü şeyler olduğunu anlatalım, 'öğrenci merkezli olmak'tan söz edelim, bir şeyler değişir mi?
Yoksa yukarıda ele aldığım toplumsal düzen ve egemenlik sistemini, onun güzide kurumu YÖK'ü, YÖK sistemindeki akademik yapılanmayı; mesela iş ve kariyer güvencesinin olmamasını, birilerinin birileri üzerinde sınırsız tasarrufta bulunma 'haklarının' olmasını falan mı söz konusu etmeliyiz?
Mesela okul ve kurum yöneticilerini salonlara toplayıp onlara ahlaki normlardan ve etik ilkelerden söz etsek, (hakkıyla statü kazanmış kişiler hariç) yandaşlık halkalarına eklemlenip, bir yığın liyakat sahibi insanın hakkını yiyerek kariyer elde etmiş bu muhterem topluluk, gelişmiş bir etik kavrayışa ve anlayışa sahip olur mu?
Örnekleri artırmak için bereketli bir toplumda yaşıyoruz.
Neyse demem o ki, eğitimle olsaydı bu işler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İktidardan Kurtulmak!

Siyaset biliminin temel kavramı devlet değilse, iktidardır. İktidar, “toplum için son sözü söyleme yetkisi” olarak kavramsallaştırılan e...