Başlığı, vaktiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dile getirdiği bir söze istinaden koydum.
Erdoğan muhtemelen dile getirdiği yaklaşımın akademik bağlamına ya da arka planına ilişkin bilgiye sahip değildir.
Bir bakalım.
İşletme yönetimi ilkelerinin kamu yönetimi alanına taşınması olarak değerlendirilebilecek yeni kamu
yönetimi paradigması, 1970’lerin sonundan itibaren, sosyal devlet anlayışına ve
kamu alanının büyümesine karşı çıkan, devletin hizmet kapasitesini şüpheyle
karşılayan, özel sektörün üstünlüklerine inanan, hizmet sunumunda rekabetçi
piyasayı öne çıkaran neo - liberal yaklaşımın etkisiyle şekillenmiş bir
paradigmadır.
Minimal - etkin devlet, bürokratik olmayan yönetim,
yerelleşme, piyasa koşullarına uyarlanmış kamu hizmetleri, özelleştirme,
performans yönetimi, stratejik planlama, esnek personel düzenlemeleri gibi bir
dizi yaklaşım ve politika yeni kamu yönetimi bağlamında değerlendirilebilir.
Bu paradigma içinde, Toplam
Kalite Yönetimi üzerinden, “iç müşteri” ve “dış müşteri” ile birlikte “müşteri odaklılık” ya da “müşteri
memnuniyeti” kavramları önemlidir.
Devleti bir şirket gibi yönetmekten söz edildiğine göre
vatandaş ya da yurttaşın yerini müşterinin alması pek tabidir!
Peki müşteri kimdir?
Belli bir mal ya da hizmeti elde etmeye ve/veya kullanmaya
istek ya da gereksinim duyan ama bununla kalmayıp belli bir alım gücüne sahip olan kişi.
Yani yalnızca talep eden kişi değil, talep ettiği şeye yeter
düzeyde parası olan kişi.
Vatandaş ya da yurttaş kimdir?
Belirli bir hukuki/siyasal bağ ile devletle
ilişkilendirilmiş; devlet nazarında haklara ve yükümlülüklere sahip kişi.
Peki vatandaşın istek ya da gereksinim duyduğu mal ve hizmetleri elde
etmek ve/veya kullanmak için parası yoksa?
Kısaca devletin ne'liğine bakalım.
Devlet nedir, sahip olduğu ekonomik kaynakları nasıl temin eder?
Bulunulan yere/meşrebe göre devlete ilişkin birçok şey söylenebilir ama her devlet öyle
ya da böyle vatandaşların ortak yararını gerçekleştirme iddiası üzerinden
meşruluk kazanır.
Buna kamu yararını gerçekleştirme denir.
Kamu yararını gerçekleştirmek için devletin, vatandaşların gereksinimlerini karşılayacak mal ve hizmetleri piyasa koşullarından eksilterek, kârlılık gözetmeksizin üretmesi ve sunması gerekir.
Buna da kamu hizmeti denir.
Devlet, kullandığı kaynakları başta vergiler olmak üzere toplumdan çekip alır ve bu kaynakları toplumun gereksinimlerini karşılayacak şekilde kullanması beklenir.
Dahası devlet, egemen bir yapı olduğu için
vatandaşın gereksinimlerini karşılamakla yükümlüdür.
Vatandaşın ya da yurttaşın yerine müşteriyi koyduğunuzda,
toplumun emekçi, mağdur ve mazlum kesimleri kamu hizmetlerinden hakkıyla
yararlanamaz ama bundan da öte devletin toplum nezlinde meşruiyeti kalmaz!
Paribu komisyon oranları için tıklayın: paribu komisyon oranları
YanıtlaSil