Hakkımda

21 Ocak 2020 Salı

Kendi halinde devinen, ketum ve naif insanlar iyi insanlar mıdır?


Kendi halinde olan insan, başkasının halinde değildir!
Yaşam bağlamı içine sıkışmış, çevresine yabancılaşmış, duyarlık seviyesi düşmüş, kolektif  yaşam deneyimlerden uzaklaşmış, bencil bir varlıktır.
Karışmaz, kokmaz ve bulaşmaz.

Toplumlara hükmedenler pek sever böyle atomize varlıkları!

Ketum insan kendi halinde yaşamaya meyillidir.
Renksizdir, değilse rengini belli etmezdir.
Ağzı sıkıdır sıkı olmasına da, bu, ahlaki bir tutum olmaktan ziyade, tehlikeli hayat ormanında elverişli bir sığınak elde etmeye dönük bir tür cinliktir.
Zira, ketum insan zayıftır, dolayısıyla ürkek...
İçinde yaşadığı toplumun egemen norm ve değer sisteminin tazyiki karşısında arazi olarak korunacağını düşünür.
Fark yaratmaz, çoğalmaz ve çoğaltmaz; bildiğiniz 1'dir; ne ile çarpsanız çarpın kendisi olur!

Naif insan biraz daha gizemlidir.
Saftır saf olmasına da, kendi içine öyle bir gömülmüştür ki varlığı esrik bir sancı haline gelmiştir.
Ekşidir.
Bildiğiniz 0'dır; ne ile çarparsanız çarpın boşluğunda tüketir.

Bunlar iyi insanlar değildir!

Zira anıldıkları sıfata, pratik yaşamın ağır yükünü sırtlamaktan imtina ettikleri için değer görülmüşlerdir.
Yaşamın varoluşsal ağırlığı ile karşı karşıya gelmekten daima kaçınmışlardır; 
hiç sahaya çıkmamış, ter atmamış, pas yapmamış, yenmemiş ve yenilmemişlerdir.

Sanıldığının aksine, içlerinde yaşamlarını derinden derine yönlendiren saik, ölçü bilmez bir güç istemidir.
Elverişli koşullar bulduklarında, tepeden tırnağa iktidar postuna bürünürler; mazlumluk patolojisinin derinliklerinden hızla muktedirler katına yükselirler.
Fena olurlar, zira empati ve sosyal duyarlık eksikliği ile belirlenir ve  uzun süre mazlumluk kontenjanında kalmış olmanın açlığı ve ölçüsüzlüğü ile hareket ederler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İktidardan Kurtulmak!

Siyaset biliminin temel kavramı devlet değilse, iktidardır. İktidar, “toplum için son sözü söyleme yetkisi” olarak kavramsallaştırılan e...