Hakkımda

1 Ağustos 2016 Pazartesi

Frankenstein'ın Canavarının Hassasiyetinden Gündelik Yaşamın Haketmemişlerine!

Salihli'de yatılı okulda lise öğrencisi olduğum dönemde meşhur bir İbrahim Tatlıses şarkısı vardı; "Ben İnsan Değil Miyim?"
Şöyle diyordu:
"...Tanrım dünyaya beni sen attın
Çile çektirdin, derman arattın
Madem unutacaktın,
Beni neden yarattın?..."
Yakın zamanda, Mary Sheley'in yazdığı ve ilk olarak 1818 yılında yayımlanan "Frankenstein ya da Modern Prometheus" adlı kitabı okuyunca aklıma gelen şeylerden biri bu şarkı oldu!
Konuyu az çok biliyordum, defalarca beyaz perdeye aktarılmıştı. En azından ikisini izlemiştim. Bir de kitabını okuyayım, okumuşken de bari İngilizcesinden okuyayım da dil gelişimime bir faydası olsun dedim.
Kitabın, açık ve kolay anlaşılır bir İngilizcesi var.
Olay örgüsü, felsefi diyalogları, sorgulamaları, hele de yazıldığı dönem düşünüldüğünde, kitap kesinlikle okunmayı hak eder.
Genç bir bilim insanı olan Frankenstein, yaşamın gizini çözmeye çalışıyor ve uzun çalışmalar sonunda bir 'canavar' yaratıyor.
Yarattığı 'canavar'ı canlı olarak ilk gördüğünde pişman oluyor ve yaratmanın sorumluluğundan kaçıyor.
'Canavar' ise umarsız bir anlam arayışına girişiyor.
İnsanlarla sağlıklı ve sıcak ilişkiler kurmak, onların yaşamlarına dahil olmak ve olduğu haliyle onaylanmak istiyor.
Fakat o kadar çirkin ve dehşet verici ki insanlarla her ilişkilenme çabasında büyük tepkiler alıyor ve saldırıya uğruyor.
Toplum yaşamına dahil olması istenmediği gibi kendi başına yaşaması da bir tehdit olarak görülüyor.
Canavar, henüz hayata ilk gözlerini açtığında yaratıcısının kendisinden ürküp kaçmasından ve yaşadıklarından dolayı Frankenstein'ı suçluyor ve ondan intikam almak istiyor.
Önce, suçu bir aile yakınına atacak şekilde, Frankenstein'ın küçük kardeşini öldürüyor ve ardından Frankenstein'dan kendisi için dişi muadilini yaratmasını istiyor.
Bunu yaptığı takdirde Güney Amerika ormanlarında izole bir hayat kuracaklarına dair yaratıcısını temin ediyor.
Ama Frankenstein, bir dönem ikna olsa da, bu isteği yerine getirmiyor.
Tüm bu olanlar karşısında 'canavar', yaşamını iyice kriminalize bir şekilde anlamlandırmaya yöneliyor.
Yaratıcısından intikam almak için bir dizi insanı öldürüyor.
Bunlar Frankenstein'ın en yakınları.
....
....
'Suç yaşanmamış hayatın bir sonucudur' şeklinde bir söz anımsıyorum.
Bizim 'canavar'ın durumu tam da bu!
****
Gündelik hayatta insanlar var; kadınlar - erkekler, gençler - yaşlılar...
Bazıları kendilerine karşı ama daha fazlası başkalarına karşı son derece kıyıcı.
Yaşamlarını bir 'haketmemişlik' kabulü (bunu değil çok fazlasını ve daha niteliklisini hak ediyorum aslında!) üzerinden anlamlandırıyorlar.
Onlar rayicini bulamamış mallar gibi haklı ve dolayısıyla mağdurlar!
O halde başkalarının yaşamlarının elverişli olması, onlara yönelik bir haksızlıktan başka birşey değil!
Buna engel olmalılar!
Aslında kendilerince yaptıkları, bulundukları yerden, bir saldırıdan/tecavüzden ziyade bir savunma/nefsi müdafa!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İktidardan Kurtulmak!

Siyaset biliminin temel kavramı devlet değilse, iktidardır. İktidar, “toplum için son sözü söyleme yetkisi” olarak kavramsallaştırılan e...