Hakkımda

30 Kasım 2016 Çarşamba

Sınav Görevinden İzlenimler


Ortaöğretim KPSS var.
Devasa bir sınav.
Yaklaşık üç buçuk milyon aday bu sınava başvurmuş.
Yeni yapılaşmış bir kenar mahalle okulunda bina sınav sorumlusuyum.
Sınav görevlerini bir tür bilimsel araştırma olarak değerlendiriyorum.
Bunun için, gözlem ve yarı-yapılandırılmış görüşme fena araştırma teknikleri değil!
Okul iyi görünüyor.
Müdür odası ve öğretmenler odası muntazam, sınıflar idare eder, lavabolar ve tuvaletler zararsız, okul bahçesi geniş, kullanışlı...
'Okulunuz güzel' diyorum, 'zeminler falan da yenilenmiş görünüyor.'
'Evet öyle' diyor müdür; 'ama öncesini görseydiniz okulunuz güzel değil çok güzel derdiniz.'
'Peki kaynağı nereden buluyorsunuz, İlçe Milli Eğitim yardımcı oluyor mu?' diye soruyorum.
Müdürün tatlı bir Orta Anadolu aksanı var; 'dileniyok' diyor!
Etraftan para bulup birşeyler yapmaya çalışıyormuş.
Mali konular için İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün kapısını çalmak gerekiyormuş.
Okullara her yıl belirli bir donanım ödeneği ayrılıyormuş ama 'işini bilen', 'adamını bulan' fazlasını alıyormuş.
****
Okulun yan tarafında geniş bir alanda birşeylerin enkazı olduğu anlaşılan beton yığını ve taşlar var.
Sınav güvenliği için gelen polis memurlarından biri mahallenin insanı.
Oğlu bu okulda okumuş, teniste dereceler yapmış, şimdi Isparta'da üniversite okuyor ve bu işten ekmek yiyormuş.
Meğerse, o enkaz tenis kortlarına aitmiş.
'Bakın insanlara imkan sağlayınca ne güzel şeyler oluyor' diyorum.
Onaylıyorlar, o okuldan çıkan başka başarılı sporcular da varmış.
Ama kortun brandaları bıçaklarla yırtılmış, etrafta yaşayanlar korta türlü zararlar vermişler, kortun bazı parçaları çalınmış, geriye işe yaramaz bir yığın kalmış.
****
Müdür, öğretmen alımı mülakatlarına gidiyormuş.
Aslında severek yaptığı bir iş değilmiş.
Hatta ilk kendisini çağıracakları zaman izne ayrılıp 'kurtulmuş.'
Zira yapılan işin objektif ve hakkaniyetli olmadığını biliyormuş.
Yakın zamanda mültecilerin eğitimi için alınacak öğretmenlerin mülakatları yapılmış.
Mülakatlarda komisyonlar, bir şube müdürü, bir maarif müfettişi ve bir müdürden oluşuyormuş.
Her adaya ortalama 10-12 dakika düşüyormuş.
Dinlenme aralarını uzun tutmak isteyen komisyonların adaylara 5-6 dakika ayırdığı da oluyormuş.
'Sorular önceden zarflar içinde hazır olarak size veriliyor mu' diye soruyorum.
Veriliyormuş ama komisyon bu sorulara bağlı kalmak zorunda değilmiş.
Kişilerin kendini ifade etme becerisini yordamak için sohbet eder, farklı şeyler sorarlarmış.
'Peki bir karışma, torpil falan' diyorum.
Gülüyor; 'şu kişi sakıncalıdır' diye notlar iletilirmiş.
Bunu söylerken, üzerine basa basa, meselenin tanıklığından imtina ediyor; 'oluyor' değil 'olur' diyor!
Ama 'şu kişileri alın' telefonlarından yıldığını da söylemekten çekinmiyor.
****
Okul yöneticisi görevlendirme sistemi ilgilendiğim bir konu.
Bu konuda yaptığım çalışmaları aktarıyorum.
Müdürün gözleri parlıyor.
Sistemin liyakata dayalı, objektif, öğretmenlerin kendilerini geliştirmelerini sağlayacak nitelikte ve dolayısıyla etkili bir sistem olmadığını anlatıyor.
'Eğitim-Bir-Sen'lilere sözler verildi, o sözler yerine getiriliyor', diyor.
'Ama dört yüz bin insana verdiğiniz sözü nasıl yerine getirebilirsiniz ki' diyorum.
'Sorun da orada' diyor; 'herkes, her işi için torpil ayarlıyor, işi daha yüksekten bağlayan kazanıyor.'
İşte Milli Eğitim Sistemi'nin hali ve ahvali bu!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İktidardan Kurtulmak!

Siyaset biliminin temel kavramı devlet değilse, iktidardır. İktidar, “toplum için son sözü söyleme yetkisi” olarak kavramsallaştırılan e...