Bir zaman yazmıştım, insan ilişkilerini doğru anlayabilmek için vahşi yaşam belgesellerini takip etmenin pek faydalı olduğunu! Sonra Üstada giderek, gerçeğe ulaşmanın zannedildiği gibi epistemolojik bir mesele değil ontolojik bir mesele olduğunu. Gün geçtikçe yaşam deneyimim yazdıklarımı daha bir tanıtlıyor. **** Değerli düşünce ve eylem insanı Karl Marx, insan doğası diye bir şey olmadığını, illa da insana özgü bir doğadan söz edilecekse bunun insanın sosyal ilişkilerinin bir toplamı/dolayımı olarak ele alınması gerektiğini söyler. Bu görüşe bir noktada karşı çıkarım ben! Türsel bir varlık olarak insanın bir doğası (fıtratı da okuyabilirsiniz!) olduğuna, bunun da öyle pek eşitlikçi, özgürlükçü ve dayanışmacı olmadığına inanırım.
Türe özgü 'kötü' özelliklerin ancak elverişli sosyalleşme süreçleri ile (ki bu
nihayetinde mülkiyet ilişkileri düzenini ve bu temelde ortaya çıkan güç
ve iktidar ilişkilerini köktenci tarzda değiştirmeyi gerektirir),
zaman zaman gerilimler oluşturacak olsa da, değiştirilebileceğine
inanırım.
"İnsan doğasına dair söylediklerine kanıt nedir", denirse, tarihsel zaman içinde insan toplumlarının devinimine gider ve/veya bugün içinde yaşadığımız makro ve mikro sosyallikler içinden türlü örnekler veririm. "E bunlar sınıflı toplum gerçekliğinin sonuçları" diyenlere de "sınıfsız olmaya dönük devinenleri de gördük, elbette koşullar bir şey anlatıyor ama tam olarak değil", derim. **** Ben televizyon izlemeyi severim. Vahşi yaşam belgesellerini defalarca izlemekten büyük keyif alırım. Farklı hayvan türlerinin hayatta kalma stratejileri üzerine düşünürüm. Yaşamlarını sürdürmek için av alanını koruyan, içinde bulunduğu toplulukta rütbe ve rol kalıpları içinde avantajlı bir yer edinmeye çalışan, hatta kendi soyunu devam ettirmek üzere kendi türünden yavruları öldüren hayvanları, sempatiyle değilse de, mazur görerek takip ederim. Zira, doğanın insafı yoktur, bilirim. İnsan ilişkilerinin yoğunlaştığı mikro ve makro sosyallikler içindeki yaklaşım ve davranışların, nasıl görünürse görünsün, kendini hangi ideolojik sosa bularsa bulasın, hangi kuramsal ve kavramsal araçlarla ifadelendirilirse ifadelendirilsin, bir 'güç istemi'nin sonucu olduğunu düşünürüm (ki bu durumun istisnaları vardır ve bunlar benim insanlığa duyduğum inancın gerekçelerini oluşturur). İnsanlar toplumsal işlevlerini, buna bağlı olarak rollerini ve buna da bağlı olarak statülerini geliştirme kaygısı duymakta, bunun için de gerekirse bir başkasının varoluşuna kast edebilmekteler. Bu durum, 'av alanı'nı korumak, içinde bulunulan topluluk içinde avantajlı bir rütbe elde etmek ve kendi yaşamını genişletilmiş bir şekilde yeniden üretmekle ilgili bence. Pek 'hayvani' yani! Söylem ve ambalaj ne olursa olsun! |
7 Haziran 2016 Salı
Bir vahşi yaşam belgeseli teması olarak toplum ve insan üzerine!
Etiketler:
Kişisel Yazılar ve Denemeler
Öğretmen bir babanın ortanca oğlu olarak Sungurlu'da doğdum. Manisa'nın Kırkağaç (Gelenbe), Salihli ve Akhisar ilçelerinde çocukluğumu ve ilk gençliğimi geçirdim. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne kaydolduğumdan bu yana Ankara'da yaşıyorum.
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitim Yönetimi Anabilim Dalı'nda öğretim üyesiyim. Evliyim. Renas ve Kayla'nın babasıyım.
Akademik çalışma alanım dışında edebiyat, siyaset felsefesi ve sporla ilgiliyim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
İktidardan Kurtulmak!
Siyaset biliminin temel kavramı devlet değilse, iktidardır. İktidar, “toplum için son sözü söyleme yetkisi” olarak kavramsallaştırılan e...
-
Yazar/düşünür Nietzsche pek tevazu sahibi bir insan değildir. Gündelik yaşamında çok ince, çok nazik, çok alçak gönüllü bir insanmış b...
-
Bir zaman büyük yazar Dostoyevski bir soru sormuş: " Bir kentin mutluluğu, her gün bir kızın işkence görmesine bağlı olsaydı o kentin ...
-
Başlığı, vaktiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dile getirdiği bir söze istinaden koydum. Erdoğan muhtemelen dile getirdiği yaklaşımın akadem...
-
Künye: Soydan, T. (2017). Türkiye’de Karma Eğitim Tartışmaları: Eleştiriler ve Yanıtlar, Öğretmen Dünyası Dergisi , Yıl: 38, Sayı: ...
-
Literatürde ahlak ile etik arasında belirli farklar olduğu üzerinde durulur. Doğru ve yanlışı birbirinden ayırt etmekten söz edildiğinde (...
-
Haberin başlığı şöyle: "Yatılı okumak önemli beceriler kazandırıyor." Neymiş o önemli beceriler (ve faydalar) diye bakıyorum. &q...
-
Bir süre araba ile yaşayıp, kısa bir zaman için de olsa, arabasız kalmak ciddi bir zorluk gibi geliyor insana. Benim emektarın yıll...
-
Dünya'da üç kurum vardır ki birbirine benzer; askeriye/kışla, manastır ve üniversite. Bu üç kurum, otorite, katı hiyerarşik düzen, çok ...
-
"...makinalaşmak istiyorum! mutlak buna bir çare bulacağım ve ben ancak bahtiyar olacağım karnıma bir türbin oturtup kuyruğu...
-
Bir zaman yazmıştım, insan ilişkilerini doğru anlayabilmek için vahşi yaşam belgesellerini takip etmenin pek faydalı olduğunu! Sonra Üs...
ELİNE YÜREĞİNE SAĞLIK DEĞERLİ HOCAM.. Güzel ve Değerli Bir Yazı
YanıtlaSilTeşekkür ederim.
Sil