Ulus Deneyimi!

Kıymetini bilenler için Ankara - Ulus tam bir beşeri araştırma laboratuarıdır! Benim güvercinler buğday ve mısır sevmiyorlar. Bezelye, mercimek, fiğ, kenevir tohumu, aspir gibi şeylerin karıştırıldığı yemler favorileri. Dolayısı ile yine Ulus yollarındayım. Dönüşte Bent Deresi civarından dolmuşa biniyorum. Önde boş bir yer var ve arkada birkaç tane daha. Benim gibi 'görünüşü Ulusluk olmayan' yaşlıca bir kadın, daha az yaşlı bir diğeri ve genç bir kız biniyor. Çağdaşlaşmacı paradigmanın Cumhuriyetçi Türk ailesi kıvamındalar! Yaşlı olanın üzerinde saçlarını kapatmayan bir başlık, daha az yaşlı olanında tayt, spor ayakkabı, pür makyaj, sarıya boyalı saçlar. Kızda kestane rengi boyalı saçlar, kırmızı ojeler, nike'ın son çıkardığı altı havalı spor ayakkabılar... Daha az yaşlı kadın öne doğru hamle yapıyor ama eş zamanlı olarak hamle başlatmış başı örtülü, pazardan alınma ucuz, uzun etek giyinmiş, 'halktan' kadın yolcu daha başarılı! 'Çağdaş' kostümlü olan 'kalkar mısın burası benim' diyor. Sesindeki aşağılayıcı ton çok net. Annesi olduğu anlaşılan kadına kaş-göz yapıyor bu arada. Diğer kadın yerinden kalkıyor ve ayakta kalıyor. 'Ben arkaya geçebilirim lütfen oturun' deyip yer veriyorum. 'Hayır ben burada ayakta gideceğim' diyor. Yaptığı bir tür protesto ama Cumhuriyetçi Türk ailesinin umurunda bile değil. Kıkırdıyorlar. Bir yandan da kendilerini olumlayacağım zannına kapılıp bir gülümseme koparmaya çalışıyorlar benden. Elbette vermiyorum! İşte bu yaklaşım Türkiye'yi bu hale getirdi, diye içimden geçiriyorum. 'Halktan' kadın yolcuya sergilediği incelikli protesto için saygı duyuyorum!