Hakkımda

5 Haziran 2016 Pazar

Bizden sporcu çıkar mı?

Soruyu genişletip sanatçı, bilim insanı, yazar-çizer falan da diyebilirsiniz.
Ben sporla sınırlı bir yorum yapmak istiyorum.

Hani bir zamanlar yetenekli bir koşucumuz vardı.
Adı Süreyya Ayhan.
Antrenörlüğünü yapan Yücel Kop (ki babası yaşındaydı) tarafından zevce haline getirildi, doping testlerine takıldı, bir süreliğine yasaklandı sonra da çocuk doğurup en iyi ihtimalle spor izleyicisi haline geldi.
Hani bir de 'Boğazın Boğası' lakaplı (Orta Anadolu'nun kavruk delikanlısına niye bu lakap verilmişse artık!) Sinan Şamil Sam vardı.
Allah için yetenekliydi.
Ama antreman yapmayı sevmez, Kızılay-Ulus arasında bir grup serseri ile takılır ve at yarışı oynardı.
Nitekim profesyonelliği de, sağlığını da, kazandığı paraları da kaybetti.

Hani bir zamanlar 'ata sporumuz güreş'te madalyalar alır, Türk'ün gücünü dünyaya gösterirdik!

Yine bir zaman (biraz Bulgaristan'dan aparma olsa da) Naim Süleymanoğlu gibi halterciler aracılığıyla Dünya'ları kaldırmıştık.
Sonra da iki balya saman kaldıramaz hale gelmiştik!

En son, Londra Olimpiyatları'nda 1500 metrede şampiyon olan Aslı Çakır Alptekin'in altın madalyası doping yaptığı gerekçesiyle geri alındı.
Alptekin ayrıca sekiz yıl süreyle yarışlardan men edildi.
Yani sportif ömrü bitti.
Oysa Türkiye Atletizm Federasyonu kendisini aklamıştı!

*****
Birçoğunuza garip gelecek ama ben üniversiteyi derece yaparak kazandığımda (ki Siyasal Kamu Yönetimi'ne girmiştim ve bu bölümün ne olduğunu, ne işe yaradığını bile bilmiyordum) asıl derdim spor yapacak elverişli salonlar, kulüpler bulmaktı.

Salihli'de başladığım ashiara karete kariyerimi geliştirmek, kick boks ve boks alanlarında gelişmek/müsabık olmak gibi hedeflerim vardı.
Ankara'da girip çıkmadığım salon/kulüp kalmadı desem yeridir.
Erbakan Hocacı Milli Gençlik Vakfı salonlarından, Ulus'un karanlık dehlizlerindeki ülkücü salonlarına, 19 Mayıs Stadyumu yanındaki devlet kulüplerine kadar birçok yere gittim.
Ne işbilir bir antrenör ne de elverişli bir çalışma ortamı buldum!
Tek verim aldığım salon Kızılay'da Saura denilen spor salonuydu, ki burada ashiara karate antrenörü, (biraz keyif için bu işi yapan) Amerikalı bir hocaydı.
Adamda disiplin, azim, kararlılık vardı.
Yaptığı işi seviyor ve ciddiye alıyordu.
Ancak bir süre sonra çekip gitti.
Benim profesyonellik hayallerimle birlikte!

*****
Renas diş çıkaracak ya da bilmediğimiz bir nedenle çok huzursuz.
Kaynanam ve eşimi canından bezdirmiş durumda.
Evde yemek bile pişmiyor.
Bari kiloyla döner alayım diyorum.
Dönerin başında 19 yaşında bir çocuk.
'Abi hangi salona gidiyorsun' diyor.
(Bu tür sporlar yapanlar, birbirini tanıyorlar!).
Ben de ona soruyorum.
19 Mayıs Stadyumu yanındaki kulüplerde boksa gitmiş.
Başarılı müsabakalara da çıkmış.
(Bizde yetenekli sporcular döner ustası oluyor!).
'Abi insanla ilgilenmiyorlar, Şahin Hoca var, yanına toplamış birkaç kişi, bana git kum torbasını döv deyip yanıma uğramıyor bile' diyor.
Aynı kulüpte ayna karşısında günlerce direk yumruk atmaya zorlanıp, ilgisizlikten salonu bıraktığımı anımsıyorum.
Ta 1994 yılında.
Milli takıma sporcu çıkaran bir kulüp orası güya.

*****

Sorduğum soruya yanıt vereyim; bizden sporcu çıkmaz.
Yazdıklarıma eklenebilecek bir ton nedenle!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İktidardan Kurtulmak!

Siyaset biliminin temel kavramı devlet değilse, iktidardır. İktidar, “toplum için son sözü söyleme yetkisi” olarak kavramsallaştırılan e...