Oda Yayınları'ndan Erdoğan Alkan iyi çevirmiş.
"...Bu kıvançlı, akıllı sesler ortasında yapayalnız biriyim. Bütün bu insanlar birbirlerine açılmakla, aynı fikirde olmanın verdiği mutluluğu bölüşmekle geçiriyorlar zamanlarını. Anlamıyorum Tanrım, hepsi birden aynı şeyleri düşünmeye neden bu denli önem veriyorlar..."
"...Kısacası zaman zaman yaşantımın değerli, ender bir nitelik
kazandığını düşünürdüm. Olağanüstü durumlarla karşılaşmak ihtiyacı
duymuyordum. Bütün istediğim biraz kesinlikti(...) Aslına bakarsanız
kitaplarda anlatılanlarla gerçek yaşantıda da karşılaşabilir insan, ama
aynı biçimde değil. Ben o gerçekleşme biçimini arıyordum oysa(....)
Sonra bir şey kırılıyor birden bire çıt diye. Serüven bitmiştir artık,
gün eski yavanlığına bürünüyor yeniden. Dönüp bakıyorum; ardımda o güzel
ezgili biçim bütünüyle geçmişe gömülüyor. Küçülüyor, küçülüyor, kendine
indirgendikçe büzülüyor. Şimdi son, başlangıçla bir oldu. Bu altın
noktayı bakışlarımla izlerken - öleceğimi bilsem, bir serveti, bir dostu
yitireceğimi bile bilsem - her şeyi aynı koşullarda inceden inceye
yeniden yaşamak isterdim. Ama bir serüven bir kez bitmişse yeniden
başlamaz, uzayıp gidemez de..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder