Kentli adam dediysem biraz çakma!
Bir kuşak öncesi kıl çadır, yün çarık.
Bir kuşak öncesi kıl çadır, yün çarık.
Neyse, oldum olası hayvanları severim ben.
(Hatta derim bazen, 'keşke doğa belgeselcisi falan olsaydım da ahali benden kurtulsaydı ben de ahaliden!')
Babamın uzun yıllar öğretmenlik yaptığı Kırkağaç'ın dağ köyünde gelişen bir yönelim.
Baykuş mu beslemeye kalkmadım, engerek yavrusu, su yılanı, kuyruk sallayan, karatavuk, saka, bülbül, ağaç kakan, ibibik, tavşan, güvercin, kaplumbağa, ağustos böceği ...mi!
Bu yönelim az hayvan telef etmeme neden olmadı yani!
(Hatta derim bazen, 'keşke doğa belgeselcisi falan olsaydım da ahali benden kurtulsaydı ben de ahaliden!')
Babamın uzun yıllar öğretmenlik yaptığı Kırkağaç'ın dağ köyünde gelişen bir yönelim.
Baykuş mu beslemeye kalkmadım, engerek yavrusu, su yılanı, kuyruk sallayan, karatavuk, saka, bülbül, ağaç kakan, ibibik, tavşan, güvercin, kaplumbağa, ağustos böceği ...mi!
Bu yönelim az hayvan telef etmeme neden olmadı yani!
Tek başarılı girişimim güvercin beslemek oldu!
Son bir yıldır da süs balıkları ile uğraşıyorum.
Öyle küçük olduklarına falan bakmayın, çok pis hayvanlar bunlar.
Pek zahmetli bir iş; suyunu değiştir, temizliğini yap, yemini ver...
Son bir yıldır da süs balıkları ile uğraşıyorum.
Öyle küçük olduklarına falan bakmayın, çok pis hayvanlar bunlar.
Pek zahmetli bir iş; suyunu değiştir, temizliğini yap, yemini ver...
'Evin popülasyonunu azaltayım' diyorum lakin alan yok.
Pet shoplar bile 'abi hastalık bulaşır, bakteri dengesi bozulur' diye balıkları almıyorlar.
Bedava verdiğim halde!
Pet shoplar bile 'abi hastalık bulaşır, bakteri dengesi bozulur' diye balıkları almıyorlar.
Bedava verdiğim halde!
Böylece balıkların da hasta olabildiklerini, bunu diğerlerine bulaştırabildiklerini falan da öğrenmiş oluyorum.
Bir de, ne kadar büyük ya da küçük olurlarsa olsunlar Japon balıklarının birbirini yemedikleri gibi 'yararlı' bir başka şeyi!
Bir de, ne kadar büyük ya da küçük olurlarsa olsunlar Japon balıklarının birbirini yemedikleri gibi 'yararlı' bir başka şeyi!
Neyse, Ulus pek domestik bir yer değildir kabulüyle balıkları bir kavonoza koyup çıktım yola.
Biri değilse diğeri, mutlaka bir akvaryumcu bulurum diye.
Yanılmamışım, ilk sorduğum satıcı balıkları kapıp akvaryumlarına dağıttı.
Geniş ortam ve kalabalık popülasyon, balıklar mutlu oldular, ben de rahat ettim.
Biri değilse diğeri, mutlaka bir akvaryumcu bulurum diye.
Yanılmamışım, ilk sorduğum satıcı balıkları kapıp akvaryumlarına dağıttı.
Geniş ortam ve kalabalık popülasyon, balıklar mutlu oldular, ben de rahat ettim.
Dönüşte, boş gitmeyeyim çocuğa somon alayım derken, balıkçıya balık artıklarını ne yaptıklarını sordum.
Etrafta bir ton kedi köpek var, malum.
'Kapalı çöp varillerine koyuyoruz' dedi.
'Hayvanlar yiyordur herhalde' dedim.
'Yok abi, hayvan kapalı yerden nasıl yesin, öylece gönderiyoruz çöplüğe' dedi.
Bana da 'maaşallah, sıkı bir duyarlık' deyip dolmuşa yollanmak düştü!
Etrafta bir ton kedi köpek var, malum.
'Kapalı çöp varillerine koyuyoruz' dedi.
'Hayvanlar yiyordur herhalde' dedim.
'Yok abi, hayvan kapalı yerden nasıl yesin, öylece gönderiyoruz çöplüğe' dedi.
Bana da 'maaşallah, sıkı bir duyarlık' deyip dolmuşa yollanmak düştü!
*Başlık Hemingway'in ünlü romanı "Yaşlı Adam ve Deniz"e, ki The Old Man And The Sea (1958) diye muhteşem bir sinema uyarlaması vardır, andırma!

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder