Okul Sistemine Ne Olmuş - 3

Bu yazı yukarıdaki başlıkla kaleme aldığım üçüncü yazı.

Dün YGS vardı.
Bir lisede görev yaptım.
Bu tür görevler okul sisteminde yaşananlara dair veri toplamak için oldukça elverişli.
Sınav süresince, 'bilimsel araştırmanın hakkını vermek için', okul müdürü ve diğer görevlilerle 'görüşmeler' yaptım (yani biraz muhabbet ettim!) ve 'katılımlı gözlem' tekniğinden yararlandım (yani görevimin bir parçası olarak binayı dolaştım ve insanları gözledim!).

Okul binası bakımlı ve temiz.
Orta büyüklükte bir okul için büyükçe bir kütüphanesi, bir resim atölyesi, halı sahaları ve kullanışlı bir kantini var.
Sınıflar biraz küçük ama genel olarak iyi durumda.

Bıyıkları biraz aşağı doğru sarkmış, bayrak rozetli, cevval olduğu herhalinden belli bir müdürü var.
'Okulunuz güzel' diyorum, 'altyapısı iyi, bakımlı, temiz, kaynağı nereden buluyorsunuz?'
'İşi bilmek lazım' diyor; 'istemeyi bilirseniz MEB'den kaynak alabiliyorsunuz' diye ekliyor.
Meseleyi tam olarak anlayabildiğimi söyleyemem!
'Nasıl' diye soruyorum.
'İl ve ilçe MEB'de iyi ilişkileriniz olursa kaynak çok sorun olmuyor', diyor.

'Peki veliler, Okul-Aile Birliği', diyorum.
'Veliler para vermiyorlar, hele de Bakan vermeyin diye açıklama yaptığı için hiç alamıyoruz', diyor.
Okul-Aile Birliği de pratik olarak çalışmıyormuş!

'Akademik başarınız nasıl, temel liselerle rekabet etmek gibi bir sorununuz var mı?' diye soruyorum.
'Başarımız iyi' diyor, geçen yıl mezunların % 78'i biryerlere yerleşme şansı bulabilmiş, 'başarıyı artırmak için çaba harcıyoruz' diyor.
'Etüdler mi?' diyorum.
Evet, etüdlermiş!
90 öğrenciye ders dışı zamanlarda etüd hizmeti örgütlemişler.
Veliler kendi aralarında organize olmuşlar, bir miktar para toplayıp masraflara katılıyorlarmış.
Etüdlerde görev alan öğretmenlerin parasını da devlet ödüyor.

'Peki böyle sınava özgülenmiş eğitsel çaba, eğitimin özünden/müfredattan birşeyler götürmüyor mu?', diyorum.
'Evet', diyor; 'çok şey götürüyor'; 'çocuklar sadece sınav düşünüyor, sınav konularına çalışıyor, milli ve manevi değerlerimizi bile öğrenemiyorlar.'

'Bir resim atölyeniz var, halı sahalarınız, geniş bir bahçeniz..., resim, müzik, beden eğitimi gibi dersler yok mu?' diyorum.
'Var da yapılamıyor ki', diyor; 'temel liselerle rekabet edebilmemiz lazım, o derslerde öğretmenler çocukları hoşgörüyor, yüksek not verip geçiriyor, öğrenciler sınav çalışıyorlar, ikinci dönem resim, müzik, beden ve hatta din kültürü dersinde başka derslerin öğretmenleri derse girip çocukların eksiklerini tamamlıyor.'

Bana da 'maaşallah!' deyip susmak kalıyor!