Ünlü
sosyal bilimci Max Weber'in (1864 - 1920) yaygın olarak bilinen (ama
üzerinde yaygın olarak düşünülmeyen!) bürokrasi yaklaşımı, yönetimin
rasyonalize edilmesi (ussallaştırılması) ve meşru bir temele
oturtulması açısından
büyük önem taşır.
Modernleşme (ki özünde kapitalistleşmenin belirli bir aşamadaki dışa vurumudur) ile birlikte, bireysel ve kolektif ölçeklerde, yeni zihniyet yapıları ortaya çıkar. Yönetimlerin bu yeni duruma uygun etkili sistemler olarak yapılanmaları kaçınılmaz hale gelir. Bunun için Weber, yönetimde gayri şahsi ilişkiler, yazılılık/kayıtlılık, belirgin ve kurallı hiyerarşi (sıradüzen), liyakat (görevlilerin işe yeterliği) gibi niteliklerin ön plana çıktığını ve/veya çıkması gerektiğini söyler. **** Osmanlı - Türk modernleşmesi, bir bakıma, egemenlik sistemini yeni koşullara uygun olarak tahkim etmek isteyenlerin, biraz geç kalmış bir modernleşme atağına kalkışıp, 'Dünya Sistemi' olarak gelişimini büyük ölçüde tamamlamış kapitalist egemenlik (emperyalizm) koşullarında, devlet yönetimini rasyonalize ederek, egemen bir siyasal varlık olarak kalma yöneliminin (toplumsal etkileri/sonuçları düşünüldüğünde) trajik hikayesini anlatır. Bu süreç içinde yönetimi rasyonalize etmeye dönük çeşitli reformlar yapılmış; Osmanlı ıslahatlarını Cumhuriyet reformları, 1960'lardan itibaren Batı merkezli yönlendirme faaliyetinin ürünü olan "idari reform" ve nihayet 1980'lerle birlikte de "yapısal uyarlama reformları" izlemiştir. Sonuçta şöyle ya da böyle, şu ya da bu ölçüde bir yönetsel rasyonellik sağlanmıştır. Peki şimdilerde ne olmaktadır? Şimdilerde devlet aygıtı rasyonelleştirilmiş bir yönetsel düzenek olma niteliğini hızla kaybetmektedir. Yönetimde ilişkiler olabildiğine şahsi, olabildiğine partizancadır, yazılılık/kayıtlılık oldukça 'esnek' hale gelmiştir, liyakat, objektiflik gibi nitelikler ortadan kalkmıştır. ****
Weber, yönetimlerin rasyonelleştirilmesini salt iyi ve etkili işlemeleri
için gerekli bulmuyordu; yönetimlerin toplumsal meşruluğu için de elzem
görüyordu.
Zira kendisi 'düzen adamı'ydı! Sonuç: Osmanlı - Türk modernleşmesi süreci bir kerte yaratmışsa bu yönetim tarzı sürdürülemez! Yaratmamışsa da Katar, Suudi Arabistan, Yemen kalibresinde bir ülke olmaya hazır olmak lazım! |
6 Haziran 2016 Pazartesi
Weberci Yaklaşımla Günümüz Türkiyesi Üzerine!

Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
İktidardan Kurtulmak!
Siyaset biliminin temel kavramı devlet değilse, iktidardır. İktidar, “toplum için son sözü söyleme yetkisi” olarak kavramsallaştırılan e...
-
Yazar/düşünür Nietzsche pek tevazu sahibi bir insan değildir. Gündelik yaşamında çok ince, çok nazik, çok alçak gönüllü bir insanmış b...
-
Bir zaman büyük yazar Dostoyevski bir soru sormuş: " Bir kentin mutluluğu, her gün bir kızın işkence görmesine bağlı olsaydı o kentin ...
-
Başlığı, vaktiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dile getirdiği bir söze istinaden koydum. Erdoğan muhtemelen dile getirdiği yaklaşımın akadem...
-
Literatürde ahlak ile etik arasında belirli farklar olduğu üzerinde durulur. Doğru ve yanlışı birbirinden ayırt etmekten söz edildiğinde (...
-
Haberin başlığı şöyle: "Yatılı okumak önemli beceriler kazandırıyor." Neymiş o önemli beceriler (ve faydalar) diye bakıyorum. ...
-
Bir süre araba ile yaşayıp, kısa bir zaman için de olsa, arabasız kalmak ciddi bir zorluk gibi geliyor insana. Benim emektarın yıll...
-
Dünya'da üç kurum vardır ki birbirine benzer; askeriye/kışla, manastır ve üniversite. Bu üç kurum, otorite, katı hiyerarşik düzen, çok ...
-
"...makinalaşmak istiyorum! mutlak buna bir çare bulacağım ve ben ancak bahtiyar olacağım karnıma bir türbin oturtup kuyruğu...
-
Kendi halinde olan insan, başkasının halinde değildir! Yaşam bağlamı içine sıkışmış, çevresine yabancılaşmış, duyarlık seviyesi düşmüş, kol...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder