Geçen gece (bu ülkede tatillerde spor salonları garip bir şekilde kapalı olduğu için) evde biraz spor yapayım dedim.
Başlayınca sonrası geliyor. Gece vakti ağır spor uyku düzenini bozuyor. Digiturk film kanallarına bir ton para veriyoruz bari bir film bulayım dedim. Bir kanalda ucuz bir Amerikan aksiyonu, ilk gençlikte olsa neyse ama patlamalar, çatlamalar, salakça replikler... Diğerinde Sherek 3. Bir güzeldi, iki de idare ederdi ama üç işi tam anlamıyla sulandırıp garip bir şova dönüştürmüş. Zaten devam filmleri nadiren iyi olur! Neyse filmimi buldum galiba, hem de yeni başlıyor; Tanrının Vadisinde (In the Valley of Elah). Hank Deerfield adıyla emekli bir askeri canlandıran Tommy Lee Jones'un oyunculuğu oldukça iyi. Disiplinli, kuralcı, sert bir baba olarak iki oğlunu da açık ya da örtülü bir şekilde asker olmaya teşvik etmiş. Biri bir yerlerde ölmüş. Diğeri Irak'taki savaştan döndükten sonra Amerika'daki üsten arkadaşlarıyla çıkmış ve sonrasında ortalıktan kaybolmuş. Film, bir babanın oğlunu arayışını, bu süreçte de Amerikan askerlerinin Irak'ta neler yaptıklarını, nasıl insanlar olarak memleketlerine döndüklerini falan anlatıyor. Filmin zaman zaman çok ince değinileri var. Filmde anlatılan bir pasaja göre, ki İngilizce'sinden Kur'an'da ve diğer kutsal kitaplarda geçen bir anlatı olduğu anlaşılıyor, Filistin ve israil arasındaki gerilimin kadim zamanlarında Filistinli bir dev/güçlü savaşçı varmış. Bu kişi hergün İsraillilere meydan okur ama bir karşılık bulamazmış. Bir gün 15 yaşında David (Davut) 'onun karşısına çıkmak istiyorum' deyip kralından zırhını istemiş. Kral da zırhını vermiş ve David'i savaşa göndermiş. Filmde sonrası anlatılmıyor ama sanırım David, Filistinli savaşçıyı bir şekilde alt etmiştir! Filmde yaşlı baba Hank'in oğlunu askerliğe yöneltmesi ve Irak'a göndermesi ile bu anlatı arasında bir paralellik kuruluyor. Adamın her yönüyle iyi çocuk bildiği oğlu işkenceci oluyor, askeri araçla çocukların ve hayvanların üzerinden geçip bir de dönüp hatıra fotoğrafı çekiyor, uyuşturucu kullanıyor, fahişeler peşinde koşuyor... Filmin bir karesinde Hank, polis dedektifi Emily Sanders'in (Charlize Theron) 6-7 yaşlarındaki oğluna yukarıdaki hikayeyi anlatıyor, sonra birgün annesi aynı hikayeyi tekrarlarken çocuk, 'peki David kraldan zırhını isteyip savaşa gitmek istediğinde kral neden zırhını verip onu savaşa göndermiş' diye soruyor. Vakit ayırıp filmi izlemenizi öneririm! |
6 Haziran 2016 Pazartesi
"Tanrı'nın Vadisinde"
Etiketler:
Kişisel Yazılar ve Denemeler

Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
İktidardan Kurtulmak!
Siyaset biliminin temel kavramı devlet değilse, iktidardır. İktidar, “toplum için son sözü söyleme yetkisi” olarak kavramsallaştırılan e...
-
Yazar/düşünür Nietzsche pek tevazu sahibi bir insan değildir. Gündelik yaşamında çok ince, çok nazik, çok alçak gönüllü bir insanmış b...
-
Bir zaman büyük yazar Dostoyevski bir soru sormuş: " Bir kentin mutluluğu, her gün bir kızın işkence görmesine bağlı olsaydı o kentin ...
-
Başlığı, vaktiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dile getirdiği bir söze istinaden koydum. Erdoğan muhtemelen dile getirdiği yaklaşımın akadem...
-
Literatürde ahlak ile etik arasında belirli farklar olduğu üzerinde durulur. Doğru ve yanlışı birbirinden ayırt etmekten söz edildiğinde (...
-
Haberin başlığı şöyle: "Yatılı okumak önemli beceriler kazandırıyor." Neymiş o önemli beceriler (ve faydalar) diye bakıyorum. ...
-
Bir süre araba ile yaşayıp, kısa bir zaman için de olsa, arabasız kalmak ciddi bir zorluk gibi geliyor insana. Benim emektarın yıll...
-
Dünya'da üç kurum vardır ki birbirine benzer; askeriye/kışla, manastır ve üniversite. Bu üç kurum, otorite, katı hiyerarşik düzen, çok ...
-
"...makinalaşmak istiyorum! mutlak buna bir çare bulacağım ve ben ancak bahtiyar olacağım karnıma bir türbin oturtup kuyruğu...
-
Kendi halinde olan insan, başkasının halinde değildir! Yaşam bağlamı içine sıkışmış, çevresine yabancılaşmış, duyarlık seviyesi düşmüş, kol...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder