Hakkımda

5 Ocak 2021 Salı

Faşist görüngüler yaygınlaşırken!

 

Bilmem Mülkiye'de hâlâ okutuluyor mudur, değerli Anayasa Profesörü Cem Eroğul'un "Anatüzeye Giriş" diye bir kitabı vardır.

İlk baskısı 1996 yılında yapılmıştır.

Dört dörtlük bir ders kitabıdır.

Cem Hoca kitabına kavramsal ve kuramsal zemini oluşturarak başlar ve bu zemin üzerinde Osmanlı-Türk anayasal gelişmelerini tartışır.

Kitabın başında farklı dünya ülkelerinin tarihsel ölçekte anayasal olarak nasıl bir gelişim gösterdiklerini kısaca değerlendirir.

(Bu konuda daha geniş bir değerlendirme için hocanın "Çağdaş Devlet Düzenleri" kitabına bakmak gerekir.)

Kitapta belirli ülkelerin  tarihsel gelişim süreçleri, demokratik düzenler (İngiltere, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri),  faşizm (Almanya, İtalya, İspanya) ve sosyalizm (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, Yugoslavya (?), Çin) başlıkları altında ele alınır.

Hoca önce, seçtiği tarihsel örnekleri anayasal gelişmeler açısından özetler, ardından da ülke gruplarına ilişkin ortak bir tipoloji oluşturmaya çalışır.

Yani demokratik deneyimleri özetledikten sonra, "demokratik düzenlerin ortak özellikleri" diye bir başlık atar ve farklı deneyimlerden süzülen ortak ya da tipik özellikleri belirlemeye çalışır.

Aynısını  faşist ve sosyalist deneyimler için de yapar.

Cem Hoca'nın demokratik düzenler için ortak ya da tipik olduğunu düşündüğü özellikler şöyle sıralanabilir:

-  Bunlar tarihsel olarak, gelişmiş kapitalist toplumsal düzenler olmuştur. Burjuva sınıf öncülüğünde/egemenliğinde devinen ‘refah ekonomileri’ niteliğindeki toplumlarda demokrasi gelişmiştir.

 - Bunlar üniter ya da federal nitelikte olabilirler ya da  başkanlık, yarı başkanlık ve parlamenter sistemle idare ediliyor olabilirler.

 - Bunlarda güçler ayrılığı, denge ve denetim mekanizmaları kurumsal olarak gelişmiştir.

- Bu örnekler siyasal sistem, toplumsal kültür ve yaşam olarak laiktirler.

 - Cumhuriyet ya da krallık adı taşıyabilirler ama seçim ve temsil ilkesine dayalı bir siyasal işleyişe sahiptirler (eşit ve gizli oy, açık sayım dökümün olduğu bir sistem).

 - Hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, insan hak ve hürriyetlerinin güvence altına alınması, toplumda devlet karşısında sivil toplum denilen özgül ve özerk bir alanın bulunması, canlı bir kamuoyunun varlığı gibi temel özelliklere sahiptirler.

           - Bunlar liyakat ve fırsat eşitliği nosyonlarının realize olduğu toplumlardır.

Cem Hoca’nın Alman nazizmi, İtalyan faşizmi ve İspanyol falanjizmi üzerinden faşist düzenler için ortak ya da tipik olduğunu düşündüğü özellikler ise şöyle sıralanabilir:

-          Cumhuriyet ya da krallık olabilirler. Siyasal düzeyde güç giderek merkezileşip yoğunlaşmış ve bir kişinin (şefin) elinde toplanmıştır.

-          Kriz koşullarında doğmuşlardır.  Yani ağır bir toplumsal bunalımın sonucu olarak ortaya çıkmışlardır.

-          Büyük sermaye tarafından desteklenmişlerdir. Faşizm bir kitle hareketi niteliği gösterir. Toplumsal tabanları genellikle alt orta sınıflar, işçileşme korkusu yaşayan küçük esnaf, ‘lumpen proleterya’, köylülükten henüz kurtulamamış birinci kuşak işçilerdir.

-          Henüz demokratik kurumların ve değerlerin kökleşmediği toplumlarda egemenlik kazanmışlardır.  

-          İdeolojik olarak; kendine özgü bir öğretiye sahip oldukları iddia edilemez, genel  bir reaksiyonerlik taşırlar.

            Reaksiyon duydukları unsurlar,

-          sosyalizm/sosyalistler,

-          liberalizm (eşitlik, özgürlük, farklılık, çeşitlilik),

-          demokrasi  

                 gibi nosyonlardır.

Benimsedikleri bir dizi değer,

-          güce tapınma, şiddete yatkınlık,

-          erkek egemen yaklaşım ve pratik,

-          şefe tapınma,

-          bir dizi söylence,  tarihsel anlatı, kutsal devlet, ezelden ebede güçlü bir organizma…,

-          milliyetçilik (her faşist devim milliyetçidir ama her milliyetçi yaklaşım faşizm değildir),

-          dinsel ideolojiyi yoğun olarak kullanma.

Bilmem bu analiz, değerlendirme ya da tipoloji Türkiye örneği için ne(ler) anlatıyor?

Eroğul, C.(1996). Anatüzeye Giriş, Ankara: İmaj yayıncılık.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İktidardan Kurtulmak!

Siyaset biliminin temel kavramı devlet değilse, iktidardır. İktidar, “toplum için son sözü söyleme yetkisi” olarak kavramsallaştırılan e...