Hakkımda

18 Ocak 2021 Pazartesi

'Marjinal-aktif' Duruş

Eğer bilimle iştigal etmeyi, puan biriktirip kendinden menkul bir kariyer yapmak ve akar elde etmek değil de, toplumsal sorumluluk olarak algılıyorsanız, akademik çalışma yapmanın temel handikapı şu:

Spesifik bir alanda derinlemesine çalışma yaparken kendine özgü gibi görünen o alanın aslında memleketteki yapısal unsurların, hiçbir dönemde olmadığı kadar, bir uzvu/uğrağı haline geldiğini fark ediyor ve yaptığınız işe yabancılaşıyorsunuz!

Bu yüzden, alanınız ne olursa olsun, kendinizi siyaset biliminin kavramları ve kuramları ile işgörmeye çalışır buluyorsunuz.

***

Bilmem marifet midir; güç ve iktidarı temsil eden, muktedir konumda bulunan, insanları türlü şekillerde mağdur eden kişilere, kurumlara, yapılara karşı açıktan ve ileriden muhalefet edemesem de, onlarla arama bir mesafe koyuyorum.

Nasıl mı?

La Boetie'nin, ta 1500'lü yıllarda, "Gönüllü Kulluk Üzerine Söylev"inde salık verdiği gibi!

Onların, hukuk dışı, keyfi, anti-demokratik eylem ve işlemlerine destek olmuyor, hareket tarzlarını meşrulaştıracak açıklamalara sığınmıyor ve bir kenara sinip olanı biteni kayıtsızlıkla izlemiyorum.

Hatta muhalif gibi görünen ama muhalif olmayanlar ile aynı sosyal tutunum ve ikbal ihtiyaçlarına karşılık vermeye dönük devinen kesimlere, yapılara, kişilere de yaklaşmıyorum.

Kendime dönük deviniyor, yetkili ve etkili kurullara bulaşma niyeti taşımıyor ve muktedirlerle ortak iş görmüyorum.

Yükümlü olduğum işi; sosyal sorumluluk sahibi bir akademisyen olmayı, layıkıyla yapmaya çalışıyorum.

Yeterli mi bu, değil!

Huzurlu muyum?

Bu konjonktürde mümkün değil!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

İktidardan Kurtulmak!

Siyaset biliminin temel kavramı devlet değilse, iktidardır. İktidar, “toplum için son sözü söyleme yetkisi” olarak kavramsallaştırılan e...