Siyaset Nedir ve Neden Yapılır?

1. Bir açıdan siyaset, toplumsal düzenin ve siyasal sistemin genişletilmiş yeniden üretimini sağlamak, bir başka ifade ile, bir toplumda varolan mülkiyet ve güç ilişkilerini toplumsal çapta yeniden üretmek için, başta devlet/hükümet olmak üzere,“egemen” toplumsal aktörler tarafından verilen uğraştır.
Bu niteliği ile siyasetin odaklandığı temel konu, üretimin ve bölüşümün genel koşullarını belirlemek, bu koşulları garanti edecek kurumsal yapıyı oluşturmak ve bunu ideolojik yeniden üretim aracılığıyla sürdürmektir.

2. Diğer açıdan siyaset, varolan toplumsal düzeni ve siyasal sistemi, şöyle ya da böyle/şu ya da bu ölçüde ve nitelikte, değiştirmek için çeşitli toplumsal aktörlerin verdiği uğraştır.
Bu niteliği ile siyasetin odaklandığı temel konu ise, üretimin ve bölüşümün varolan koşullarını 'istenen' yönde dönüştürmek, bunun için de başta devlet/hükümet olmak üzere egemen toplumsal aktörlerle, toplumsal yaşamın tüm alanlarında, belirli önceliklere sahip olarak, sistematik bir şekilde mücadele etmektir.

Peki birincisine “egemen siyaset” ikincisine de “muhalif siyaset” diyebileceğimiz bu bağlam içinde Türkiye’de yürüyen siyasete ilişkin olarak ne söyleyebiliriz?

1. Egemenler, toplumsal düzenin ve siyasal sistemin genişletilmiş yeniden üretimini sağlamakta oldukça mahirler. O kadar ki, üretimin ve bölüşümün genel koşullarını belirlerken bunu, “görünür siyasetin” konusu olmaktan tümüyle çıkarmış durumdalar!

Nasıl mı?

Siyasal arenada ne işsizlikten, ne yoksulluktan, ne muazzam fiyat artışlarından, ne baskılanan ücretlerden ne de diğer çalışma koşullarından söz ediliyor. Temel konumuz Trump ile görüşmenin farklı veçheleri!

2. Muhalif siyaset erbabı ise üretimin ve bölüşümün varolan koşullarını 'istenen' yönde dönüştürebilmek için toplumsal çapta yürütülen herhangi bir “görünür siyasete” sahip değil.
Ancak bu görünmeme hali egemen siyasetin aksine temel bir başarısızlığa işaret ediyor!

Muhalif siyaset, toplumsal çapta üretimin ve bölüşümün genel koşullarına müdahale edecek politikalar izlemek yerine “yüksek siyaset” yapmaya soyunmuş durumda.

Oysa ülkemizde geniş halk yığınlarının yaşadığı sorunlar o kadar yaşamsal ve o kadar somut ki!